Latest posts by Sosyalist Gündem (see all)

Trump, çok fazla dillendirdiÄŸi adımı attı ve Çin’e milyarlarca dolarlık ek gümrük vergisi ve yatırım kısıtlamaları getirilmesini öngören genelgeyi imzaladı. Ticaret savaÅŸlarının baÅŸladığı konusundaki yorumlar bütün dünyayı sarmış durumda. Kısa vade için abartılı ifadeler bir yana tarihsel bir eÄŸilim olarak kapitalist korumacılığın dünya çapında yükseliÅŸine tanık oluyoruz. Kısa vadede ise meselenin hangi boyutlara ulaÅŸacağı, biraz da Çin’in Trump’a hangi ölçeklerde misilleme yapacağına baÄŸlı. DiÄŸer taraftan Trump’ın AB’ye ek gümrük vergisinden geri adım attığı açıklandı. ABD Ticaret Temsilcisi Robert Lighthizer, Trump’ın daha önce imzaladığı kararnameyle bugün yürürlüğe giren çelik ve alüminyumda ek gümrük vergisi uygulamasını AB ve diÄŸer bazı ülkeler için durdurduÄŸunu duyurdu. Lighthizer AB’nin yanısıra Avustralya, Brezilya, Güney Kore, Kanada ve Meksika’nın da ek gümrük vergisi uygulamasının dışında tutulacağını söyledi.
Â
Dolayısıyla Trump’ın asıl hamlesinin Çin’e karşı olduÄŸu anlaşılıyor. Peki bu gerçekte ne kadar büyük bir ekonomik anlam taşıyor? Çin’in ABD’ye olan ihracatı, toplam ihracatının yaklaşık yüzde 20’sine denk geliyor. Çin’den ABD’ye geçtiÄŸimiz yıl yaklaşık 550 milyar dolar deÄŸerinde ürün ihraç edilmiÅŸ. Çin’den gelen ihracatın sadece bir kısmını kapsayan belirli ürünlere %10 ya da %25 düzeyinde gümrük vergisi konacağı belirtiliyor. Söz konusu gümrük vergisinin savunma, havacılık-uzay, bilgi teknolojileri ve imalat sektörüne yönelik olması planlanıyor. Bu sektörlerin kilit önemdeki teknoloji ağırlıklı sektörler olması, emperyalist rekabetin niteliÄŸi hakkında fikir verici. Çin menÅŸeili hangi ürünlere gümrük tarifesi uygulanacağına yönelik liste, 15 gün içinde duyurulacak. Böylelikle Trump’ın gümrük salvosunun Çin’e maliyeti daha net bir ÅŸekilde ortaya çıkacak.Â
Trump’ın bu son adımı, Çin’i ekonomik olarak çok da yıpratacak türden deÄŸil. Bu yüzden ÇKP elitleri Trump’a çok sert yanıt vermeyebilirler. Onlar da ABD’den ithal edilen belirli ü rünlere özellikle de tarım ürünlerine ABD’deki üreticilerin canını yakacak ÅŸekilde uygun bir karşılık vermeyi tercih etmeleri daha olası. DiÄŸer taraftan Çin’in ABD’ye yönelik ihracatının hammadeden, ara mallarına, tedarik zincirinden, kargoya kadar uluslararası bir niteliÄŸe sahip olması, Trump’ın Çin’e açtığı savaÅŸtan baÅŸka ülkelerin de etkilenmesi anlamına gelecek. Â
Trump’ın hamlesinin ne kadar sert bir hamle olduÄŸundan ya da Çin’in misillemesinin boyutlarından bağımsız olarak söyleyebiliriz ki dünyada zaten bir süredir kapitalist korumacılık yükseliyor. Ekonomik milliyetçilik, kapitalist krizin bir yansıması ve emperyalizmin dünyayı daha istikrarsız bir yer haline getirmesinin önemli kilometre taÅŸlarından. Neticede karşımıza Trump, Putin, Åži Cinping, T.ErdoÄŸan, Duharte, Sisi gibi liderlerle saÄŸ popülist ya da faÅŸist politikacılar çıkıyor. Otoriterlik, milliyetçilik, savaÅŸlar ve emperyalist saldırganlık yükselirken dünyanın kimi bölgelerinde emekçi sınıflar daha örgütlü ve politik olarak kendi alternatiflerini geliÅŸtirmiÅŸ durumda. Bu yerlerdeki devrimci atılımlar, dünyanın geleceÄŸi için yegane umut durumunda. Yoksa bu düzenin çürümesi, hepimiz için çok daha tehlikeli sonuçlar yaratmaya muktedir.Â
Sonuç:
Trump’ın bu hamlesini iki tarihsel dinamik üzerinden okumak gerekir. İlki emperyalist kapitalist sistemin 2008 krizinden sonra hala toparlanamamış olmasıdır. İkincisi ise emperyalist kapitalist sistemin dominant gücü ABD’nin hegemonyasının giderek zayıfladığı gerçeÄŸidir.Â














