Home / ManÅŸet / GüneÅŸ Gümüş’le Röportaj: “Sosyalist Solun Ortak Cephesi ve CumhurbaÅŸkanlığı Seçimleri”

GüneÅŸ Gümüş’le Röportaj: “Sosyalist Solun Ortak Cephesi ve CumhurbaÅŸkanlığı Seçimleri”

Sosyalist Gündem olarak Sosyalist Emekçiler Partisi Genel BaÅŸkanı GüneÅŸ Gümüş ile sosyalist solun ortak mücadele cephesi ve cumhurbaÅŸkanlığı seçimleri üzerine önemli bir röportaj gerçekleÅŸtirdik. GüneÅŸ Gümüş, AKP’yi geriletmek için sosyalistlerin nasıl bir birliktelik kurması gerektiÄŸine ve bu mücadele cephesinin siyasal hattına dair akıllardaki sorulara yanıt verdi. Keyifle okumanız dileÄŸiyle.  

Güneş Gümüş-SEP Genel Başkanı | İhraç Edilen Barış Akademisyeni

Sosyalist Gündem: OHAL sürecinde Türkiye’de demokratik haklar askıya alınırken Afrin vesilesiyle de dikta rejimi kendisini tahkim ediyor. Bütün bunlar doÄŸrudan doÄŸruya yaklaÅŸan seçim süreciyle de alakalı. Bu zorlu dönemde sosyalistlerin birlikte hareket etme çabaları ya da en azından tartışmaları hızlanmış görünüyor. Bu konuda sosyalistler ne durumda?


Güneş Gümüş:
 Doğrusu bir çabadan daha çok tartışmadan bahsedebiliriz. Süreç sıkıştırıyor, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde varlık göstermek gibi bir plan da var. Ama ne yazık ki çok ihtiyacımız olan kitlesel seferberlik hali ya da bunu öngören bir planlamadan bahsedemiyoruz. Maalesef bir araya gelen gruplarda enerji noksanlığı göze çarpıyor. Açık bir karamsarlık hali söz konusu. Aslına bakarsanız tabela olarak düzinelerce sol-sosyalist gruptan bahsedebiliriz, ama mücadele sahasında aktif bir şekilde mücadele eden fazla da bir grup yok. İşte mesele de burada başlıyor: Aktif mücadele etmek gibi bir derdi olan sosyalistlerin bir araya gelip o seferberlik haline geçmesi gerekir. 

Sosyalist Gündem: Seferberlik hali gerekiyor dediniz? Bunu biraz açar mısınız?   

 
GüneÅŸ Gümüş: Seferberlik halinden kastımız güçlü kampanyalar düzenlemek için geceyi gündüze katmak ve bir iddia ortaya koymaktır. Bir teyakkuz halinden bahsediyoruz. Sosyalist parti ve grupların bunu yapacak fiziki gücü fazlasıyla var. Bir araya gelip etkili kampanyalarla, uygun ve gerçekçi araç ve yöntemlerle halkla temas edebilsek ilerici güçlerde ciddi bir moral yükseliÅŸ olacaktır. Enerjik bir çalışma, uygun talep ve sloganlar, birlik ve beraberlik ortaya konmalıdır. İhtiyacımız olan bu. Seferberlik budur. AKP’den bunalan milyonlar sosyalistlerin sahada iyi iÅŸ çıkardığını gördükçe karamsarlık dağılacaktır. Mücadele için adres ve araçlar gereklidir, kabul edelim, ÅŸu anda böyle bir araç ya da adres yok. Mücadele etme ihtimali olan geniÅŸ yığınların pasif kalmasında, çaresizliÄŸe ve umutsuzluÄŸa sürüklenmesinde ÅŸaşıracak bir yan yok. Tersine Sosyalistlerin Mücadele Cephesi etkili bir ÅŸekilde kendisini ortaya koyarsa umut haline gelecektir. Yani içinde bulunduÄŸumuz dönem aslında fırsatlara kapı da aralamaktadır. Zor süreçler zorlu alternatifleri yaratır, ayakta kalmak adına vasat olma ÅŸansımız yok. Türkiye’nin içerisinde bulunduÄŸu krizden sosyalistler yükselerek çıkabilir. Ama çıkışa dair bir planınız yoksa, karamsarsanız etrafınızı da aÅŸağı çekersiniz. KESK’te bunu görüyoruz örneÄŸin. Maalesef sosyalist soldaki baÅŸat aktörlerin durumu da bu. 


Sosyalist Gündem:
“Sosyalistlerin Mücadele Cephesi” dediniz, peki bu cephe mevcut durumdaki hareketsizlik hali ve perspektif farklılıkları nedeniyle ne kadar kapsamlı olabilir? Yani istenen etki yakalanabilir mi?


Güneş Gümüş:
Mücadele alanında o kadar büyük boşluk var ki iş yapan bir ittifak o kadar büyük ve kapsamlı olmasa bile bütün dikkatleri üzerine çekecek ve mücadele etmek isteyenler için doğal adres olacaktır. Kısa zaman zarfında bu ittifaka katılmayanların kaybedeceği gözükecektir. Neticede ittifakın genişlemesi gündeme gelecektir. Yani cephenin çok geniş kapsamlı olması gerekmiyor, yeter ki mücadele edilsin.


Sosyalist Gündem:
Sosyalistlerin birliÄŸi nasıl bir birlik olmalı? Ortak bir parti çatısı altında buluÅŸmak fikri her zaman yaygın bir fikirdir ya da sizin de bahsettiÄŸiniz mücadele platformu,  BirleÅŸik Haziran Hareketi’nden (BHH) hangi açıdan farklı olacak?


Güneş Gümüş:
Sosyalistlerin tek bir parti çatısı altında birleşmesi fikrinin her zaman alıcısı vardır, sağduyu bunu söyler. Ama işin aslı biraz daha farklıdır. Kendisini sosyalist olarak gören grupların teori, politika ve pratikte bir dolu kritik ayrımları var. Örneğin Kürt sorunu gibi. İlk ciddi sarsıntıda birlik partisinin dağılması an meselesidir. Bunları aslında yaşadık. ÖDP, ardında bir sürü hayal kırıklığı ve öfke bırakarak parçalanma sürecine girdi biliyorsunuz. Böyle olacağı iki iki daha dörttü aslına bakarsanız. Yani bazı ayrılıklar gereklidir. Mesele farklı yollardan yürüyüp birlikte vurabilmektir. Bütün bu yaşanmışlıklara aldırmadan böyle bir proje peşinde koşmanın bir anlamı da yok zaten, ayrıca sahada herhangi bir gerçekçiliği bulunmuyor.


Sosyalist Gündem: Bir de Halkın TKP’sinden gelen 1960’ların TİP’ini bugün için oluÅŸturma fikri var.


Güneş Gümüş:
TİP çok özel tarihsel ÅŸartların bir ürünüydü. Temsil ettiÄŸi parlamenter sol çizgi, özel ÅŸartlarda bir yere kadar baÅŸarılıydı, ama sınıf mücadelesi Türkiye’de ve dünyada ÅŸiddetlendikçe TİP sınırlarına geldi ve tıkandı. Bu anlamda çaresizdi; çünkü olaylar tarafından geride bırakılıyordu. Önemli olan TİP’ten sonraki dönemde sosyalist konfigürasyonun nasıl oluÅŸacağıydı. TİP’ten sonra liderliÄŸi kim ve hangi politika ile alacaktı, soru buydu. Sonraki süreçte sınıf devrimciliÄŸinden kopuldu,  Stalincilikten kopulamadı. Seri bölünmeler ve temel ideolojik sorunlar sosyalist solu 12 Eylül tarihi yenilgisine doÄŸru sürükledi. Kısacası 1960’ların çok özel ÅŸartlarında oluÅŸan ve daha sonraki olaylar tarafından aşılmış bir partinin (TİP) bugünün özel ÅŸartlarında bir karşılığı olamaz. 


Sosyalist Gündem:
Peki, bugün için BHH modeli için ne düşünüyorsunuz?


Güneş Gümüş:
BHH, format olarak, yani sosyalist solun birlikte hareket etmesindeki örgütsel biçim olarak içinde bulunduğumuz koşullara tabi ki daha çok uyuyor. Ne var ki sorun işleyiş ve içerikte. İşleyişteki temel sorun, hantallıktır. Diğer bir sorun da bürokratikliktir. Ben iş yapmam, yapmak isteyene de yaptırmam mantığı var maalesef. Yani hızlanmak isteseniz de hızlanamazsınız. Neticede çoğunlukla orta yaş üstünün katıldığı sayısız toplantı-forum vb yapıldı, ama çok az iş ortaya kondu. Sonra toplantılara katılanların yaş ortalamasından şikayet edildi. Ama gençler niye gelsin ki bu toplantılara. İş var mı ortada yok, heyecan var mı, yok! Karamsarlık saçan benzer analizleri dinlemeye gençler tabii ki gelmezler. Sadece politikaya ilgili yaşlı bir kitleyle baş başa kalırsınız.


Sosyalist Gündem:
BHH’nin içerik olarak sorunu sizce nedir?


Güneş Gümüş:
Heyecan eksikliÄŸi, inançsızlık, karamsarlık ve hantallık… Bunlar içerikten bağımsız deÄŸil. BHH’nin içeriÄŸi, AKP’ye karşı laiklik ve cumhuriyetin savunulması üzerinden kurgulandı. Bu söylemler CHP’nin ve bir dizi ulusalcının eskittiÄŸi söylemlerdir. Bugün bu söylemin ÅŸampiyonu HALK TV’dir. Düşünün artık. Ayrıca bu görüş 28 Åžubat sürecindeki resmi devlet politikasıydı. Bugünle paralel biçimde o zamanki adı SİP olan TKP’nin 28 Åžubat’ı desteklemesi manidardır. BHH’nin bileÅŸenleri yakın geçmiÅŸin bu hesaplaÅŸmalarını yapmak durumundadır. Laiklik, cumhuriyet, 29 Ekim çizgisinin bunca taraftarına ve gürültüsüne karşın bir dinamik üretememesi boÅŸuna deÄŸildir. Tersine bu gibi politikalarla AKP’yi ihya eden kültürel kamplaÅŸmaların deÄŸirmenine su taşınmaktadır. Sosyalistleri ulusalcılar ya da liberallerden ayıran derin uçurum toplumsal eÅŸitlik mücadelesidir. Yani ÅŸunu fark etmek zor deÄŸil sanırım: Yoksul milyonların laiklik gibi bir derdi yok. Emekçilere baÅŸka dilden yaklaÅŸmak gerekir. Ama BHH’deki mantık önce kendi mahallemizi toparlayalım mantığı. Bu çok talihsiz bir bakış açısı. Yani bizim işçiden-emekçiden umudumuz yok, o yüzden laikliÄŸe duyarlı kesimlere odaklanalım. Tamam da emekçileri AKP’ye terk edersen gidiÅŸatı nasıl deÄŸiÅŸtireceksin? Emekçileri AKP’den ayrıştırmadan laikliÄŸi zaten koruyamayız. Bu mantığın doÄŸal sonucu CHP’ye angaje olmaktır. Anahtar sınıf mücadelesidir. Biz sosyalistlerin Türkiye’de siyasetin yapılış biçimini deÄŸiÅŸtirmesi gerekir. Bugün ÅŸu ÅŸekilde bir kültür-kimlik kamplaÅŸması mevcut: Aleviler, laikler, Kürtler, Türk milliyetçileri, muhafazakarlar. Bu şekilde cemaatlere bölünen ve kamplaÅŸan bir Türkiye’de siyasetin odaklandığı konuları ve gündemi deÄŸiÅŸtirmek zorundayız. Emekçiler mücadele etmiyor deÄŸil, bakınız bir sürü iÅŸyeri direniÅŸi oluyor her dönem. Geçinmekte zorlanan milyonlar var. Geleceksiz gençlerin haddi hududu yok. Buna raÄŸmen Türkiye’de emek siyasetinin sahibi yok. Bütün sorunlarımızın kaynağı budur. 

 

Sosyalist Gündem: Peki ya demokratik haklar mücadelesi?


Güneş Gümüş:
Tabii ki demokratik haklar mücadelesi verilecek. Emek merkezlilik demek demokratik mevzileri es geçmek demek deÄŸildir. SEP çocuksu bir sınıf indirgemecilik önermiyor. Bunu karikatüre dönüştürmemek gerekir. Yani sınıf mücadelesi dar kapsamda ekonomik mücadelelerle sınırlanmak anlamına gelmez. Tabii ki tutuklu gazeteciler savunulacak, tabii ki kadın hakları için eylemler yapılacak, tabii ki Afrin ve benzeri savaÅŸ gündemlerinden kaynaklanan ÅŸovenist histeriyle mücadele edilecek. Ama bunlar örneÄŸin bir GEÇİNEMİYORUZ kampanyasıyla birleÅŸtirilebilir. Emek mücadelesi her kültürel gruba hitap edilebilir, kendi devinimini yaratır… Eski statükoyu savunmayı deÄŸil, milyonlarca emekçinin hayatına dokunmaya çalışan talepleri kapsar. AKP’yi köşeye sıkıştırabilecek yegane alternatiftir. Sınıf merkezlilik sosyalizmin baÅŸlangıç noktasıdır. Fazla söze gerek bile yok aslında. 

 

Sosyalist Gündem: CHP’de Selin Sayek Böke ve İlhan Cihaner emek söylemini kullanmayı yoÄŸunlaÅŸtırdılar. Bu konuda ne söylersiniz?

GüneÅŸ Gümüş: Aslında ibre emek merkezli politikayı çok net bir ÅŸekilde gösteriyor. Birçok yorumcu gibi Böke ve Cihaner de AKP karşısında bu vurguya ağırlık vermeye baÅŸladı. Ama bunun “benim işçim, benim köylüm” kıvamındaki kaÅŸarlanmış burjuva aÄŸzından farklı olması için kapitalist sömürücüleri ve hızla zenginleÅŸen, AKP’den ihya olan kan emicileri hedeflemesi gerekir. Zaten bu mesele bu netlikte olmazsa Böke ve Cihaner kendilerini KılıçdaroÄŸlu ve yakınındaki Aykut ErdoÄŸdu, Canan KaftancıoÄŸlu, Veli AÄŸbaba gibi isimlerden ayıramazlar. Kısacası emeÄŸin yanında olmak demek, sınıf mücadelesinde patronların karşısında olmak demektir. İkisine de hitap ederim noktası KılıçdaroÄŸlu’nun noktasıdır. Buradan tabii ki bir ÅŸey çıkmaz. Bu konuda sosyalistgundem.com‘da çıkan V. U. Arslan’ın yazısını okumanızı tavsiye ederim.


Sosyalist Gündem:
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için ne düşünüyorsunuz?


Güneş Gümüş:
Kritik cumhurbaÅŸkanlığı seçimlerini sosyalistlerin boÅŸ geçmemesi önemli, ama buraya bel baÄŸlanamaz. Sosyalistler sürekli coÅŸkun bir mücadelenin içerisinde olmak zorunda. Seçimden sonra ne olacak? 16 Nisan referandumundan önce bir iki ay çalışıldı, ya sonra? Sonrasında saha boÅŸ kaldı. Ayrıca seçimler zamanında yani kasım 2019’da da yapılabilir. Bu durumda önümüzde 20 ay var demektir. Bu kadar uzun zaman boÅŸa geçirilemez. Ne var ki enerji yoksunu ana gruplar zar zor seçim gündemleriyle harekete geçmeyi gündem edebiliyorlar. Bu anlayışlar, memleket yangın yeriyken hiçbir hareket göstermeksizin aylarca toplantı-forum yapabilirler. 


Sosyalist Gündem:
Sizin sosyalistlerin ortak adayı için bir öneriniz var mı? Ayrıca HDP’nin adayı da olacak, onun dışında sosyalist bir adaya neden gerek var? 

GüneÅŸ Gümüş: Sınıf mücadelesinin HDP’nin solunda bir alternatife her daim ihtiyacı var. CumhurbaÅŸkanlığı seçimlerinde de durum böyle. HDP bahsettiÄŸimiz kültürel kamplaÅŸmanın bir parçası. Tabii ki devlet baskısı karşısında HDP ile dayanışma içerisinde olmak gerekiyor, ama mesele bağımsız sosyalist çizgide kalabilmektir. Sosyalistlerin ortak adayı meselesinde bizim önerimiz Ovacık belediye baÅŸkanı Fatih MaçoÄŸlu‘dur. MaçoÄŸlu, komünist baÅŸkan sıfatıyla geniÅŸ halk yığınları içerisinde emekten yana çok güçlü bir profil sergilemiÅŸtir. Kendisinin sürece ciddi bir heyecan ve dinamizm katacağını düşünüyoruz. 100 bin imza ve noter masrafı gibi ciddi engelleri aÅŸmak için güçlü bir kampanya gerekecektir. MaçoÄŸlu, bu kampanya için biçilmiÅŸ kaftandır. AKP diktasının kendisine yaptığı engellere MaçoÄŸlu’nun vereceÄŸi en iyi cevap da bu ÅŸekilde olacaktır. 


Sosyalist Gündem:
Sosyalistler cephesinde durum pek parlak deÄŸil diyebilir miyiz?


Güneş Gümüş:
 Öyle, ama bu yeni bir ÅŸey deÄŸil. Uzun yılların problemi. Sosyalist sol uzun yıllardır kriz içerisinde ve hep hazırı tüketerek bugünlere kadar geldi. Bu krizi deÄŸil aÅŸmak, krizin kökenlerine inmek gibi bir irade bile sergilenemedi. Bugün bu kriz hali daha çok hissediliyor, çünkü her zamanki vasat altı performansla bugün ayakta kalmak mümkün deÄŸil. Sosyalist sol, Türkiye’de bir yenilenme süreci yaÅŸamak zorunda. Bir kabuk deÄŸiÅŸimi olmadan ileri gitmek mümkün olmayacak. Bunu görmek güç deÄŸil. DiÄŸer taraftan durum hiç de ümitsiz deÄŸil, çünkü bu ülkeye güveniyoruz. SaÄŸlam devrimciler yetiÅŸtirmek konusunda oldukça bereketli bir ülkede yaşıyoruz. Bu böyle olduÄŸu müddetçe her ÅŸey deÄŸiÅŸebilir, hem de en geniÅŸ anlamda. SEP, genç kuÅŸaktan saÄŸlam kadrolar yetiÅŸtirerek Türkiye sosyalist solundaki yapısal dönüşüme liderlik etmeye adaydır. Bu, biraz zaman alsa da tüm gücümüzle asıldığımız çabadır. BaÅŸaracağımıza inanıyoruz, o yüzden içerisinde bulunduÄŸumuz süreç bizde karamsarlığa yol açmadığı gibi tersine bizi heyecanlandırıyor, çünkü biliyoruz ki zorlu dönemler zorlu alternatifleri gündeme getirir. 
Etiketlendi: