- Sosyal Adalet Üzerine Baskı: Tahran’da Solcu İktisatçılar, Sosyologlar ve Çevirmenlere Eş Zamanlı Gözaltılar! - Kasım 4, 2025
- Zorunlu bir Cevap: Nepal Deneyimi Işığında Maoizm ve Sürekli Devrim – V. U. Arslan - Ekim 29, 2025
- İnsan Neden Çok Parası Olsun İster? – Davud Caner B. - Ekim 29, 2025
“Tarihi bir dönüm noktasındayız“, “iktidara yürüyoruz“, “İkinci Yüzyıla ÇaÄŸrı Beyannamesi“…
Bu seferki CHP kurultayı her zamankinden daha iddialıydı. CHP yönetimi ve KılıçdaroÄŸlu’nun bu havayı vermek istediÄŸi ortada. Bu “beyanname” ifadesi de rastgele bir kullanım deÄŸil. 1959’daki CHP’nin İlk Hedefler Beyannamesi‘ne anıştırma yapıldığı ortada. Bu program Menderes’in gidiÅŸinin ve sonrasının politik yörüngesini çizmiÅŸti. 2020’de de ErdoÄŸan’ın gidiÅŸinin ve sonrasının programı ortaya konuyordu!
Açıklamaya gerek yok, 1959’da güçler dengesi bambaÅŸkaydı. Bugün CHP ve liderlik ettiÄŸi burjuva muhalefet bloÄŸunun tutunduÄŸu tek dal seçimler. Geçen yılki yerel seçimler AKP’den kolay kurtuluÅŸ yoluna güveni ya da buna bel baÄŸlama eÄŸilimini güçlendirmiÅŸti. Üstelik ekonomik kriz AKP’nin altını oyuyor, gençler AKP’yi sevmiyordu. “Oy vereceÄŸiz ve AKP diktası gidecek” CHP yönetiminin yaymaya çalıştığı heyecanlı iyimserlik hesapta olmayan geliÅŸmelerce gölgelendi.
“Öyle mi acaba” dedirten, hatta laik tabanda panik yaratan geliÅŸmeler AKP’nin Ayasofya hamlesi sonrası yaÅŸandı. Ayasofya’da namaz için toplanan sakallı cübbeli büyük kalabalıklar, Mustafa Kemal’in bile artık alenen hedeflenmesi, Hulusi Akar’ın Ayasofya sonrası soluÄŸu İBDA-C mezarında alması… Üstüne üstlük Abdülkadir Selvi gibi AKP’nin iliÅŸtirilmiÅŸ gazetecileri ErdoÄŸan’ın artık öteden beri özlemini duyduÄŸu adımları artık atmaya baÅŸlayacağını yazdı.
Korkulan ÅŸey ErdoÄŸan’ın seçim iÅŸleyiÅŸini artık tamamen geçersiz kılmak için ortam yaratmaya çalışabileceÄŸi. Ayasofya ile baÅŸlayan yol hilafetin getirilmesi ile devam eder mi? Örgütsüz ve siyasi perspektifçe zayıf olan insanların desteksiz bir iyimserlikten (seçim) panik haline geçiÅŸi (hilafetin ilanı) o kadar kolay oluyor ki! Â
İşte bu noktada toplumdaki kayda deÄŸer yegane örgütlülük olarak deÄŸerlendirebileceÄŸimiz burjuva muhalefetin sınırlarına geliyoruz. HDP’nin eli kolu baÄŸlı ve ayrıca kimlikler programı biçare. Devrimci sosyalistler ise bir hayli zayıf. Bu durum CHP’yi ve liderlik ettiÄŸi burjuva muhalefet blokunu tek alternatif haline getiriyor. Ama onlar da adı üstünde burjuvalar. Neoliberalizmin ÅŸampiyonu Ali Babacan ile kol kola girerek, TÜSİAD vb’leri ile iÅŸ tutarak bir emekçi programı ortaya koyacak deÄŸiller ya! Cephanelerindeki tek silah burjuva demokratik hakların savunusu. Hayatında böyle bir gündemi olmayan on milyonların bu siyasetin çekimine kapılması zaten mümkün deÄŸil. Peki baÅŸka ne var? Suya sabuna dokunmayan bir orta yolculuk, her kalıba giren ÅŸekilsiz bir ılımlılık ve bunlar etrafında dönen bir sürü laf savaşı… Neticede bütün orta saha ErdoÄŸan’a bırakıldığı için O da istediÄŸi gibi oyun kuruyor ve de bir sürü sakatlığa raÄŸmen gol atmayı sürdürüyor.
Cumhuriyet tarihinin en büyük gelir ve iÅŸ kayıplarının yaÅŸandığı ÅŸu dönemde emekçilerin tepkilerini örgütleyip ülkedeki siyasi ayrışmayı emek ile sermaye noktasına çekememek büyük kayıp. Bunu CHP ya da Millet İttifakı yapacak deÄŸil elbet. Benim işçim, benim köylüm, esnafım aÄŸzı Demirel’in aÄŸzıydı. Emekçiler bu ağızlara gülüp geçerler. CHP’nin yeni beyannamesinde de bundan fazlası yok. Â
İnsanlar hareket halinde, özneleÅŸerek ve örgütlülük içinde deÄŸiÅŸirler. Emekçilerin bu dönüşüme açık olduklarını yaptığımız işçi çalışmalarında görüyoruz. Ama milyonlarca emekçiyi örgütlemeye dönük hiçbir çaba yok. Ne bir sendika ne de bir parti. Oysa büyük kentlerin varoÅŸlarında öyle bir güç var ki harekete geçirilmeyi bekleyen. Bu iÅŸ dediÄŸimiz gibi biz, devrimci sosyalistlere düşüyor. Emekçi radikalizminin sınırları AKP karşıtlığını fersah fersah aÅŸacaktır. Bunu da en iyi burjuvalar biliyor. Dolasıyla burjuva partilerden (CHP) sol popülizm-demokratik sosyalizm (sol sosyal demokrasi) bekleyenler boÅŸuna bekliyor.Â
Laiklik, kadın hakları, demokratik haklar ve Kürt sorununda duyarlı olan herkes ÅŸunu anlamalıdır: Karanlıktan çıkış, sınıf mücadelesi ve örgütlü sosyalist mücadele ile mümkündür. Bireyci konformizme yenik düşmek, rahatını bozmamak, seçimlere bel baÄŸlamak ya da burjuva demokratik hakları savunmakla sınırlı kalmak ölümcül tuzağın ta kendisidir. Â














