
Naziler, Yahudileri hem halkın geri kalanından ayrı tutmak hem de ölüm kamplarına göndermeden önce bir araya toplayabilmek için gettolar inÅŸa edip onları duvarlarla çevrilen bu bölgelerde yaÅŸamaya zorladılar. Nazilerin insanlık dışı planlarının bir parçası olan bu gettolarda ÅŸanlı direniÅŸ öyküleri de yazıldı. İnsanlık nice ağır koÅŸullar altında ölümü umursamadan yürütülen şanlı direniÅŸlerle gelecek kuÅŸaklara onurlu bir miras bırakıldığına en çok da belki getto direniÅŸlerinde tanıklık etti. 1941-1943 arasında yaklaşık 100 Yahudi grubu yeraltı direniÅŸ hareketleri oluÅŸturulmuÅŸtu. Bu gruplar çalıntı ya da el yapımı az sayıdaki silahla Nazilere karşı silahlanmaya çalışıyordu. ÖrneÄŸin 14 Mart 1942 tarihinde birkaç Yahudi, Ukrayna’daki bir gettodan kaçıp partizanlara katılmışlar; buna karşılık olarak da Naziler gettodaki tüm hasta ve yaÅŸlı Yahudileri sokakta vurup, 900’ünü diri diri yakmıştı. KuÅŸkusuz Getto direniÅŸlerinin dünya çapında en çok duyulanı, en çok ses getireni Polonya’daki VarÅŸova Gettosu isyanı oldu.

Naziler iÅŸgal ettikleri Polonya’nın baÅŸkenti VarÅŸova’da 1939’da ÅŸehrin 16×16 blokluk kısmına VarÅŸova Gettosu’nu inÅŸa ederek 500 bin Yahudiyi 15 km’ye yaklaÅŸan 4 metrelik duvarlarla çevrelenmiÅŸÂ bu bölgede yaÅŸamaya zorladılar. Şehrin yoksul bir bölümünde kurulan gettoda Yahudiler her 7 aileye 1 odanın düştüğü yıkıntı binalarda yaÅŸamanın yanı sıra gıda yokluÄŸuyla da baÅŸ etmek zorunda kalıyorlardı. 1942 yılından itibaren Naziler, Yahudileri sistemli bir ÅŸekilde tüm Avrupa’dan Polonya’daki 6 imha kampına (Chelmno, Belzec, Sobibor, Treblinka, Auschwitz-Birkenau ve Majdanek) göndermeye baÅŸladı. 3 milyon Yahudi’nin katledildiÄŸi bu kamplar, soykırım için özel olarak tasarlanmış ölüm merkezleriydi. 1942 yazında 300 bin Yahudi VarÅŸova Gettosu’ndan Treblinka’ ya sürülmüştü. Gönderilen kamplarda toplu katliamlar yapıldığı haberinin yayıldığı VarÅŸova gettosunda kalan 60 bin Yahudi’nin de Treblinka ölüm kampına gönderileceÄŸi öğrenildiÄŸinde bir isyan örgütlenmeye baÅŸlandı. Yahudi gençler tarafından oluÅŸturulan Zydowska Organizacja Bojowa (ZOB: Yahudi Muharebe Örgütü), 23 yaşındaki Mordecai Anielewicz önderliÄŸinde Yahudileri ölüm kamplarına giden trenlere gitmeye karşı direniÅŸe çağıran bir bildiri yayınladılar. ZOB’un ilk direniÅŸi Ocak 1943’te gettoya kaçak olarak sokulmuÅŸ az sayıda silahla Yahudileri gettodan sürmek üzere yeni bir grup toplamaya gelen Nazi birliklerinin püskürtülmesi oldu. Ancak asıl savaÅŸ Nazi birlikleri ve polisin hayatta kalan Yahudileri toptan ölüm kamplarına götürmek için VarÅŸova Gettosuna girmesiyle19 Nisan 1943‘te baÅŸladı ve 40 günden fazla bir süre kahramanca devam etti. 750 tane inançlı, onurlu savaşçı sadece gettoya gizli ÅŸekilde sokulan 9 tüfek, 59 tabanca, birkaç yüz el bombası, patlayıcı ve mayından ibaret mühimmatla VarÅŸova Gettosu’nun terkedilmiÅŸ binalarına konuÅŸlanarak ağır silahlı ve eÄŸitimli Nazi birliklerine karşı savaÅŸtı. 19 Nisan 1943’te SS generali Jürgen Stroop, 5 bin asker, tank, topçu bataryaları, alev silahları ve dinamit mangalarıyla gettoya girdi; ancak direniÅŸi kırmayı baÅŸaramadı.

DireniÅŸin önderi Mordechai Anielewicz, 23 Nisan 1943’te son mektubuna ÅŸu sözlerle baÅŸlıyordu: “YaÅŸadıklarımızı kelimelere dökmek imkânsız. Bir ÅŸey açık: Burada olanlar en cesur hayallerimizi bile aÅŸtı. Almanlar gettodan iki kere kaçtı. Birliklerimizden bir tanesi 40 dakika karşı koydu, diÄŸeri 6 saatten fazla. Çarpışma alanına döşenen mayın patladı. Birkaç birliÄŸimiz dağılan Almanlara saldırdı. ınsan gücü kaybımız asgari düzeyde. Bu da ayrıca bir baÅŸarı. Yechiel öldü. Makineli tüfeÄŸin başında bir kahraman gibi. Büyük ÅŸeylerin olduÄŸunu hissediyorum; kalkıştığımız iÅŸin büyük, çok büyük önemi var…” Naziler, ancak, SS komutanlığına getirilen Henrich Himmler‘in Mayıs başında topyekûn bir saldırı düzenlemesiyle binaları tek tek yakıp yıkarak VarÅŸova Gettosu direniÅŸini kademe kademe kırmayı baÅŸarabildiler. 8 Mayıs’ta direniÅŸi komuta ettiÄŸi sığınağında düşmanın eline saÄŸ geçmemek için yoldaÅŸlarıyla birlikte toplu olarak ölümü seçen Anielewicz’in Nazilere karşı koymanın mutluluÄŸu son mektubuna şöyle yansıyordu: “Radyodan şavit kanalının savaşımızla ilgili ÅŸahane haberini dinledik. Gettonun duvarlarının ötesinde hatırlandığımızı bilmek mücadelemizde bizi cesaretlendiriyor. Barış seninle olsun dostum! Belki yeniden görüşebiliriz! En büyük hayalim gerçek oldu. Gettodaki öz savunma bir gerçek. Yahudiler silahlı direniÅŸ koyuyor ve intikam alıyor. Onların muhteÅŸem, kahramanca savaşına tanık oluyorum.”Â
ZOB’un cephanesinin bittiÄŸi 16 Mayıs’a kadar süren direniÅŸÂ sonrasında ele geçirilen 56 bin Yahudi’nin 7 bini vuruldu; geri kalanı ise baÅŸta Treblinka olmak üzere ölüm kamplarına gönderildi. Direnişçilerden sadece Mordechai Anilewicz’in yardımcılarından biri olan Marek Edelman VarÅŸova Gettosu isyanından sonra kanalizasyondan kaçarak hayatta kalabilmiÅŸtir. Nazilerin ölüm kamplarında gaz odalarında katledilmektense savaÅŸarak ölmeyi tercih eden 750 cesur savaşçı kendisinden kat be kat üstün güçlere karşı kazanma ÅŸansı olmasa da direnmenin verdiÄŸi onuru tattılar ve gelecek kuÅŸaklara da en karanlık günlerde bile umudu yeÅŸerten bu onurlu direniÅŸlerini miras bıraktılar.














