Sosyalizm Kazanacak!
/ Ekonomi / Büyük Sermayede Borç Krizi : Önce Ülker, Şimdi Doğuş Grubu

Büyük Sermayede Borç Krizi : Önce Ülker, Şimdi Doğuş Grubu

on 12 Temmuz 2018 - 12:08 Kategori: Ekonomi, Gündem

2018 in ilk yarısında Ülker ve Doğuş gibi iki büyük sermaye grubunun yüklü borçları ve bunların yapılandırma talepleriyle ilgili haberler okumuştuk. Doğuş Holding, 2016’daki 2 milyar liralık zararın ardından 2017’de de 2.3 milyar lira zarar etmişti.

Doğuş grubu bu darboğazdan çıkabilmek için varlık satışlarına başlamıştı. Ferit Şahenk borçları kapatabilmek için sahibi olduğu Gebze Center AVM yi, NTV ve Star TV yi hatta özel uçağı ve yatını dahi ard arda satışa çıkardı. Fakat tüm bunlar yetmemiş olacak ki, borçlar için yapılandırma talebinde bulundular. Daha önce Ülker grubu da 6 milyar dolarlık borcu için Yapı Kredi Bankası’nı lider düzenleyici seçerek yapılanırmaya gitmişti.Fakat Şahenk için durum kolay gözükmüyor.Kendisinin talep ettiği ve diğer bankalarca uzlaşıldığı söylenen 4-6 yıllık yapılandırma süresine Akbank’ın parayı en kısa zamanda isteyerek duruma yanaşmaması üzerine şimdilik belirsiz bir hâl hakim.

Yapılan açıklamalara göre grubun varlık satışları da devam edecek. Zararların yanında da ödenmesi gereken 23 milyar TL tutarında borç var. Bu borçların ödenebilmesi için birçok sektördeki yatırımlarının hisseleri satışa çıktı.Tüm bu gelişmelerin en son zinciri olarak Doğuş Grubu, Fenerbahçe basketbol takımı sponsorluğundan dahi çekildi. Fenerbahçe basketbol takımının üst üste başarılara imza atmasına rağmen bu önemli prestij projesinin terk edilmesi, durumun ciddiyetini açıklamaya yeter .Ülker ve Doğuş gibi büyük kapitalistlerde yaşanan dar boğaz, Türkiye ekonomisinin ne derece kırılgan hale geldiğini ortaya koyuyor.

Büyük Sermaye Gruplarına Neler Oluyor?

Kimi kaynaklara göre en az 5 büyük sermaye grubu daha ödeme sıkıntısı çekiyor. Peki bunun sebebi ne? 2016 dan bu yana TL nin büyük değer kaybının ve MB nin yürüttüğü likidite politikalarının etkisi büyük. Şirketlerin aldıkları sendikasyon kredileri, ülke piyasasındaki devülasyona karşı dayanıklılık gösteremedi. Yani faizleri daha düşük diye yurtdışından dövizle borç alan şirketler, TL nin hızlı değer kaybıyla birlikte döviz cinsindeki borçlarının altında ezildiler.Doğuş Grubu’nun 2012 yılında 3 yıl vadeli 160 milyon dolar ve 75 milyon euroluk sendikasyon kredisi aldığı biliniyor. Tüm bu çalkantılar üzerine Ferit Şahenk, çalışanlarına bir mektup yollamıştı.Mektupta ; ”Son 12 yılda %80’i ülkemize olmak üzere toplam 8.6 milyar dolar yatırım yaptık, ayrıca 400 milyon dolar sosyal sorumluluk katkısı sağladık. Tüm bu yatırım ve çalışmalarımıza büyük bir şevkle devam edeceğiz… Bu başarının mimarı, Grubumuzun en değerli varlığı olan insan kaynağımız, yani sizlersiniz. Siz değerli çalışma arkadaşlarımdan beklentim; işlerimize odaklanmamız, her zaman olduğu gibi ülke ekonomisine katkı yaratmaya devam etmemizdir.” gibi cümleler kullanılarak tüm grup çalışanlarının bir aile olduğu ve ortak çıkarlara sahip olduğu imajı çizilmeye çalışmıştı.

Tipik bir büyük burjuvazi ikiyüzlülüğünü apaçık görüyoruz. Bu cümlelerin gerçekliğine bir bakalım : O ”ailenin” emekçileri gün boyu çalışıp geçim derdiyle boğuşurken Şahenk ailesinin üyelerinin her biri Forbes’ın en zenginleri listesinde. O zenginliği var edenin emekçilerin artı değeri olduğunu söylemeye gerek bile yok. Şahenk de bunu çok iyi biliyor ki, çalışanlar için ”insan kaynağı” ifadesini açıkça kullanmış. Fakat işler daha kötüye giderse toplu işten çıkarmalarla tüm bedeli yine emekçiye ödetmeleri mümkün gözüküyor.

Yorumlar Kapalı

Yorumlar Kapalı