AKP iktidara geldiği günden beri her alanda olduğu gibi kültür ve sanatın damarlarına da neoliberalizmin tüm zehrini enjekte etmeye çalışıyor. Tiyatroları bir bir kapanmak zorunda bırakan, sanat mekânlarını müteahhitlere peşkeş çeken AKP politikaları son ürünü Emek Sineması’nın yıkılmasını protesto etmek isteyenlere uyguladığı polis şiddeti oldu. Son zamanlarda sıkça tartışılan Emek Sineması’nın yıkılmasını protesto etmek isteyen yüzlerce insan da polis şiddetinden nasibini aldı.

Yıllardan beri süren tartışmalardan sonra Emek Sinemasının yıkımına başlanmıştı. 31 Mart günü bu durumu protesto etmek isteyen başta sanatçılar olmak üzere çok sayıda yurttaş Emek Sineması’nı işgal etmişti. O günün ardından dağılan kitle 7 Nisan günü yine aynı şekilde bir araya gelmek için sözleşti. Emek Bizim İstanbul Bizim Platformu’nun çağrısıyla Taksim meydanında toplanan kalabalık Emek Sinemasına doğru yürüyüşe geçti. “Emek bizim, İstanbul bizim”, “Demirören yıkılsın Tayyip altında kalsın” sloganları sıkça atıldı. Emek sinemasının bulunduğu sokağın önünde polis barikatının olması vesilesiyle barikatın önünde sanatçılar çeşitli konuşmalar gerçekleştirdi. Burada ünlü sinemacı Costa Gavras’da bir konuşma yaptı. Gavras “Uzun yıllar boyunca İstanbul Film Festivali’ni ağırlayan Emek Sineması her şeyden önce bir semboldür. Sembolleri yerle bir edemezsiniz. Güçlü bir sinemaya sembol salonları yıkarak ulaşamazsınız.” diye konuştu. Konuşmaların ardından sinemanın olduğu sokağa girmek için polis barikatına yüklenen göstericiler yoğun bir polis terörü ile karşı karşıya kaldı. Polis tazyikli su ve biber gazı ile eylemcilere saldırdı. Saldırı sırasında birçok kişi gözaltına alındı. AKP iktidarının artık bu ülkede sanatçılara, sanatı savunanlara da tahammülü kalmadığının en önemli göstergesi.

Türkiye’nin önemli kültür-sanat mekânları konusunda AKP için önemli olan bu mekânların bulunduğu arsaların fiyatı olunca durum yine değişmiyor. 3 yıldır tartışma konusu olan Emek Sineması’nın haricinde, AKP, tarihi ve teknik donanımı ile Ankara’nın en önemli sahnelerinden olan Akün ve Şinasi sahnelerinin de peşini bırakmıyor. Bu sahneler satışa çıkartıldı. Atatürk Kültür Merkezi’nin akıbeti yine ayrı bir tartışma konusu.

AKP’nin kültür sanat konusunda karnesi oldukça başarısız. En tipik örneği de kuşkusuz Tayyip Erdoğan Kars’ta yapılan heykel için ucube ifadesini kullanmasıydı. İktidarın sanattan anladığı şey muhafazakâr sanatın ucubeleri olunca, ben böyle sanatın içine tüküreyim diyen zihniyetten de bu tarz hamleleri görmek insana hiç şaşırtıcı gelmiyor.