GeçtiÄŸimiz günlerde, Kürt dinamiÄŸinin Suriye’de daha etkin bir ÅŸekilde çalışması neticesinde, özellikle Türkiye
sınırında yoÄŸun bir deÄŸiÅŸiklik meydana geldi. PYD ve ÖSO’nun Tel Abyad’ı ele geçirmesinin ardından Kobani ve  Serekaniye arasındaki geçiÅŸi kontrol altına alan Kürt güçleri kendi idari haritalarını çizmiÅŸ oldu. Bu çok önemli anlamlara geliyor. KuÅŸkusuz gelecekte ne olacağını kestirmek çok zor ancak ÅŸimdilik IŞİD güçleri artık Rojava’dan önemli ölçüde elini eteÄŸini çekmiÅŸ oldu. Bu, Kürtler için önemli bir siyasi atılımın tekrar önünü açacaktır. Ayrıca bu durum Apocu güçler adına OrtadoÄŸu’daki siyasal hegemonyanın artması anlamına da gelecektir.
Her ne kadar Kürt güçleri büyük bir zafer elde etmiÅŸ olsa da Tel Abyad taarruzunda koalisyon bombardımanının çok önemli bir ön açıcı rolü oldu. Suriye savaÅŸ sahasına yapılan bombardımanlar konusunda  Foreign Policy’den David Kenner’in verdiÄŸi rakamlar oldukça çarpıcı. Buna göre, son iki haftada Rakka’ya 23, Haseke ve Kobani çevresine ise 64 hava operasyonu yapıldı. Dikkat çekici bir baÅŸka geliÅŸmeyse bugün Akçakale sınırından görüntülenen, Tel Abyad’da dalgalanan ÖSO bayrağı… YoÄŸun Alevi düşmanı motivasyonlarla savaşın ilk günlerinden beri sahada bulunan ve mezhepçi bir güç olan ÖSO’ya baÄŸlı güçlerin önemli bir kısmının ya da ardıllarının selefi cihadcı gruplara biat ettikleri biliniyor. Tüm bunların  anlamlarını yazımızın ilerleyen kısımlarında tartışacağız.
PYD’nin Tel Abyad’ın ele geçirilmesi konusunda yaptığı açıklama dikkat çekici: “Tel Abyad’ın özgürleÅŸtrilmesi cihadist terörizmnden ve BAAS terörizmnden kurtuluÅŸun baÅŸlangıcı.” (Kaynak Çeviri: Hasan Sivri)*
Bugünlerde yaÅŸanan önemli bir geliÅŸmeyi daha eklemek gerekiyor, bugünlerde Kamışlı’dan Suriye ordusu ve Kürt güçleri arasında çatışma haberleri geliyor.  YPG’nin bir çok Suriye askerini tutukladığı iddia edildi. Fırat Haber Ajansının aktardığı YPG genel komutanlığının açıklaması şöyle:
“YPG güçlerinin Girê Spî’yi (Til Ebyed) çetelerden temizleme hamlesini yürüttüğü ve özellikle kentin özgürleÅŸtirildiÄŸi gece Baas rejimi provokatif giriÅŸimlerini yoÄŸunlaÅŸtırdı. Bu amaçla Cizîre Kantonu’nda onlarca Kürt ve Arap genci zorla askere göndermek için alıkoyarken, Suriye savaÅŸ uçakları da QamiÅŸlo semalarında alçak uçuÅŸ yapmaya baÅŸladı. Rejim güçleri yine eÅŸzamanlı olarak Kanton’un Gıda Konseyine baÄŸlı Qamışlo zabıta ekiplerine silahlı saldırıda bulunmak suretiyle halkımızın iradesini kırmak istedi. (…)
Halkların bu kardeÅŸlik ve ortak yaÅŸam geleneÄŸini bozmaya çalışan fitne yaratmak isteyen kiÅŸi ve kesimler baÅŸarılı olamayacaktır. Rejimin özellikle Girê Spî’nin özgürleÅŸtirildiÄŸi gece geliÅŸtirdiÄŸi tutum, kuÅŸkuludur ve rejimin gerçek niyetini ortaya koymaktadır.”
Haseke’de de daha önce NDF (Rejime baÄŸlı gönüllü birlikler) ile Kürt güçleri arasında Ocak ayında yerel çaplı çatışmalar meydana gelmiÅŸti. Ancak burada durumun daha ciddi olduÄŸu anlaşılıyor.
Peki Tel Abyad’da ve Kamışlı’da son yaÅŸanan geliÅŸmeler ne anlama geliyor. Kürt medyasının iç savaşın ilk yıllarında Suriye rejimine yönelik saldırgan dilini bir kenara bıraktığını gözlemlemek çok zor deÄŸildi. Ancak ortada belki de bir süre için ertelenen tarihsel bir hesaplaÅŸma ve saha egemenliÄŸine-idari özerklik konularında bir çatışma dinamiÄŸi halının altında da olsa her zaman mevcut olmuÅŸtu. Kobani sürecinde bir ölüm kalım savaşıyla karşı karşıya kalan Kürt hareketinin kuÅŸatmayı yarmasında ABD öncülüğündeki koalisyonun yardımı oldukça etkili oldu. O dönemden emperyalizmin Rojava’ ya yönelik politikasına dair önemli bir ipucu edinmek mümkün. Ancak PKK-PYD ile Barzani-KDP arasında emperyalizme yönelik tutum konusunda önemli tarihsel ayrımlar olduÄŸu açık. PKK’ nin bugüne dek ABD emperyalizminin hiçbir zaman doÄŸrudan kukla-taÅŸeron rolünü üstlenecek bir konuma girdiÄŸini söylemek çok kolay olmasa gerek. Ancak bir ulusal hareket doÄŸası gereÄŸi ulus çıkarlarını bir takım ideolojik ilkelerin üstünde konumlandırıyor. Bu eÄŸilim Suriye’de, Kürt hareketi mevzi kazandıkça kendini daha yoÄŸun bir ÅŸekilde hissettiriyor. Dolayısıyla Kürt ilerleyiÅŸinin önünü açan koalisyon bombardımanının nedense diÄŸer cihadcı unsurlarla rejimin savaÅŸtığı yerlerde görülmeyiÅŸi ve Akçakale sınır kapısında dalgalanan ÖSO bayrağıyla tam da aynı dönemde Haseke’de yaÅŸanan rejim-PYD çatışmasını maalesef birbirinden bağımsız yerel olaylar olarak okuyamıyoruz.  Ulusal çıkarların her ÅŸeyin üstünde konumlandırılarak bölgede emperyalizme alan açılmasının Kürt yoksullarına, emekçilerine uzun vadede çıkar saÄŸlamayacağını vurgulamaktan kaçamayız.Fakat ulusal hareketlerin doÄŸal sınırları gereÄŸi emperyalizmle yan yana geldikleri durumda da devrimci eleÅŸtiri yapmak görevimizdir. İç savaşın ilk yıllarında ÖSO ve PYD’nin Åžeyh Maksut’ta rejim güçlerine karşı ortak hareket etmesini deÄŸerlendirirken “BaÅŸka halkların acıları üzerinden Kürt halkına bir gelecek inÅŸa edilemeyeceÄŸini” söylemiÅŸtik. Bugünkü durumda bu söz çok daha çarpıcı ÅŸekilde geçerliliÄŸini koruyor.












