Türkiye’de ikamet eden ve çoÄŸunluÄŸu Suriyeli olan sığınmacılara belli koÅŸullarda çalışma izni verilmesini düzenleyen 
BaÅŸbakanlık genelgesi AB direktifleriyle yürürlüğe girdi.Göçmenler için çalışma izni yalnızca ikamet edilen ÅŸehir için geçerli olacak.Bir iÅŸ yerinin ise ancak en fazla %10’u göçmen işçi olabilecek.Çalışma iznini, geçici koruma adı altında statüsüz bir biçimde Türkiye’de bulunan ve ezici çoÄŸunluÄŸu Suriyeli olan göçmenler öncelikli olarak, geçici kimlik belgesi temininden 6 ay sonra baÅŸvurmak koÅŸulu ile alabilecek.
Türkiye’de  hali hazırda 2.5 milyonu Suriye’den gelen 3 milyon göçmen bulunuyor ve bu büyük nüfus”misafir” olmak gibi dünyada eÅŸi benzeri bulunmayan (aynı zamanda hiçbir yasal statü ifade etmeyen) bir biçimde bulunuyor. Åžimdiden bulundukları illerde ( bu anlamda Antep ve İstanbul iki kritik ÅŸehir) çok ucuza ve kayıt dışı çalışıyor. Åžu an TC vatandaşı olan milyonlar, Türkiye ekonomisini yaratanların %40’ı bile kayıt dışı çalışıyorken çalışma izninin çıkartılmış olması göçmenler nezdinde ne yazık ki büyük geliÅŸmeler saÄŸlamayacak.  Çalışma izni büyük oranda el emeÄŸinin yoÄŸun ve çok ucuz kullanıldığı sektörlerde deÄŸil, görece eÄŸitimli ve kalifiye olanların istihdamında belli oranlarda farklılıklar yaratacaktır.
AB Direktifi
Yasal düzenleme, Türkiye’nin masada kuruÅŸ kuruÅŸ pazarlığını yaptığı AB’nin isteÄŸi üzerine gerçekleÅŸtiriliyor. AB’nin planlarına göre büyük çoÄŸunluÄŸu Avrupa’ya gitmek isteyen göçmenlerin Türkiye’deki istihdamı ve yaÅŸam koÅŸullarının iyileÅŸtirilmesi Avrupa’ya yönelik göçmen akınının azalmasını hedefliyor. Yani bu yasa göçmenlerin evrensel insan hakları için deÄŸil, Avrupa piyasasının selameti için gerçekleÅŸtiriliyor. BilindiÄŸi üzere, göçmen düzenlemeleri karşılığında Türkiye’ye AB tarafından 3 milyar Euro verilmesi ve  ileriki süreçlerde Türkiye’ye AB ülkelerinde vize muafiyeti saÄŸlanması , AB üyelik sürecinin hızlandırılması vaadediliyor.
Çalışma izni her ne kadar en azından bir kesim göçmen için yasal çalışma olanaklarını sağlıyor gibi görünse de kayıt dışı çalışmayı kabul eden göçmenler her zaman diğerlerinin önünde bir öncelik teşkil edeceğinden sorunun kısa vadede çözümü mümkün değil. Çünkü yasa oldukça sığ ve göstermelik. Tüm göçmenlerin  eşit yurttaşlık hakkına sahip olmadan sorunun kökten çözümü ise olası değil.
Kısacası her gün Ege’de hayatını kaybetmeye devam eden göçmenler için ne yolun kendisi, ne de yolun sonu tekin. Türkiye işçi sınıfının yeni üyesi olacak olan milyonlarca göçmen en güvencesiz ve kötü koÅŸullarda çalışmayı kabul etmek zorunda kalıyor. Patronların insanlık dışı fırsatçılığı emekçi sınıflar içinde etnik/ ırkçı  öfkenin ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir. Dahası, ErdoÄŸan’ın AB ile yaptığı pazarlıkta ” bindiririm otobüslere gönderirim” tehdidinden de anlaşılacağı üzere egemenlerce koz olarak kullanılabilir. Devrimciler için esas olan ise tüm sınırların dil, din, mezhep gözetmeksizin açılması ve eÅŸit yurttaÅŸlık haklarının tüm göçmenlere saÄŸlanması olmalıdır. Önümüzdeki yeni görev alanlarından birisi de bu olacaktır.












