
Tarihte efsaneleÅŸmiÅŸ hiçbir isim yoktur ki büyük kavgalar vermesin. O kavgalarda büyük mücadeleler ortaya koymasın. Ve tarihte hiçbir büyük baÅŸarı yoktur ki fanatikçe istenmesin,uÄŸruna binlerce insan bedel ödemesin. Che Guevara’nın doÄŸumunun 90.yılında dünyanın her yerinde hatırlanmasının nedeni, tarihin bu kanunudur.Â
Che Guevara, Lenin, Troçki, Deniz GezmiÅŸler… Hepsi kendi döneminin büyük mücadelelerine göğüs gerdi. İsimlerinin ölümsüzleÅŸmesinin birinci sebebi bu. Che’yi, bu Latin Amerikalı devrimciyi bugün dünyanın her yerinde hala sosyalist olmayanların bile gözünde deÄŸerli ve unutulmaz kılan baÅŸka ÅŸeyler de var. YaÅŸamı Küba devrimiyle tarihe geçti ama o, Küba’nın ötesine geçti. Fikirleri, eylemi ve vardığı sonuçlar ölümsüz kıldı.Â
Che’nin yaÅŸam öyküsü en başından ilham kaynağı: Arjantin’de doÄŸmuÅŸ olup, Küba’da bir devrimde önderlik oynamak. Ülkesinin az sayıdaki hekimlerinden olmasına raÄŸmen refah bir yaÅŸam sürme seçeneÄŸini elinin tersiyle itip sömürge kıtasının devrimi için ömür tüketmek. Küba’da devrimin liderlerinden olduktan sonra rahat bir iktidar hayatı sürmeyi reddederek küçük bir gerilla birliÄŸine katılarak kıtasal devrimi sürdürmek için yollara düşmek…. Che’nin sahip olduÄŸu deÄŸerler ve devrimci mücadele anlayışı rahat yaÅŸamayı reddetmesi, toplumun kurtuluÅŸunu kendi kurtuluÅŸunu önüne koyması, herkesçe sevilen bir statüko insanı olmaktansa bildiklerinden ÅŸaÅŸmayan bir asi olmayı seçmesi. Stalin’in Sovyetlerine de dünya emperyalizmine de karşı gelebilmesi. KarşılaÅŸtığı zorluklarda: devrimden sonra Küba’da Castro’yla yaÅŸadığı ayrışma bunun kanıtıdır. Castro’nun Küba Devrimi’ne karşılık Che kıtasal devrime uzanmak üzere yolları ayırdı. SoÄŸuk SavaÅŸ’ın dengelerinde Küba’nın ve Latin Amerika’nın yoksul halklarının ABD ya da SSCB bürokrasisinin elinde bir piyon olmasını reddetti. Devrimci ruhu onu, bir proleter devrim mücadelesi noktasına çekmese de silahını emperyalizmin top yekun yenilmesine karşı çevirmekten alı koymadı.Â
Che’nin içine doÄŸduÄŸu 1928 yılı dünya devrimci atılım dönemiydi. Ekim Devrimi işçi iktidarını kurmuÅŸ, Avrupa’dan, Latin Amerika’ya, Asya’dan OrtadoÄŸu’ya dünyanın sokaklarında emperyalizme, adaletsiz düzene, eÅŸitsizliÄŸe karşı mücadele için milyonlar haykırıyordu. Latin Amerika, ABD destekli diktatörlükler altında çile dolduruyordu. Devrim fikrinin “ütopik” görülmekten çıkıp ete kemiÄŸe büründüğü muazzam bir çağın içine doÄŸdu. Che, yine de o milyonların içinden öne çıktı. Gözü kara bir devrimci olmanın yollarını el yordamıyla adım adım öğrendiyse de tarih onu en öne fırlattı.Â
Çağımızda, etnik ve mezhepsel savaÅŸlarla diri diri kafaların kesildiÄŸi; Trumpların ve ErdoÄŸanların dünyanın başını yediÄŸi bir çaÄŸda “bu düzen daha ne karanlıklar gösterecek” ruh hali dünyaya hakim. 20. ve 21. yüzyılların bu derin farklılığı yeni olasılıkları, düzenin pisliÄŸinden uzakta görünen tertemiz bir figür olarak Che’yi yeni kuÅŸaklar arasında popüler kılıyor. SSCB’nin soÄŸuk yüzlü bürokratı, devlet diplomatı, menfaat adamı olmadı.Â
Bugün, ilhamını yitirmiÅŸ dünyamızda eksik olan ne varsa Che hala onların sembolü olduÄŸu için böylesine ölümsüz. BaÅŸardıklarıyla ve baÅŸaramadıklarıyla: doÄŸruları ve yanlışlarıyla Che’yi tartışabiliriz. Hatta, Küba’nın sosyalizm payesi verilen reformcu kapitalist modelinin sosyalistlerce eleÅŸtirisi de hakkıyla verilmelidir.Ama Castroların dönemi yavaÅŸ yavaÅŸ kapanırken bile hala Che öne çıkıyorsa yine de bir ÅŸey açık demektir: Che, Küba devriminin sınırlarının ötesine geçmiÅŸtir. Ve bugün onu hala tertemiz bir devrimci olarak yüzyılımızda konuÅŸuyorsak dünyada neyin eksik olduÄŸu apaçık ortadadır: devrimci bir ilham!
Che’nin ölümsüzlüğü egemenlerin fikirlerinin karşısında zaferdir. Daha 1980’lerde “tarihin sonunu” ilan eden; kapitalizmi nihani bir makus talih olarak salık veren burjuva fikirlerin yerinde bugün yerinde yeller esiyor. Kriz, savaÅŸ, kıyım, kısır ve boÄŸucu bir yaÅŸamın kimse için cazip olmadığı ortada.Dünya, bir “kurtuluÅŸ” fikrine hazır. Genç kuÅŸaklar, dünyanın diktatörlerle çevrili ikliminde yaÅŸam görmüyor. Farklılık arayışı, yeni kuÅŸaklar içinde gizil bir merak ortaya koyuyor. Hatta kayıtsızlık ya da marjinal yaÅŸam biçimlerinin popülerleÅŸmesi de bu eÄŸilimin bir dışavurumu. Kapitalist yaÅŸam insani ne varsa öğütmeye çalışırken kaçış noktaları, kaçış fikirleri dünyada popülerite kazanmakta zorlanmıyor. Bireysel bir protesto olarak kaçış, dünyayı daha katlanılır kılmak için gençlikte yaygınlaşıyor. (Özellikle Avrupa ve ABD’de bu fikirler daha da yaygın) Gizil merakın çevrildiÄŸi gözler ise (onun kavgasını , politik mirasını belki bilmeyenler açısından bile) tarihin temiz ismi Che’yi, saygınlığını böyle öne çıkarıyor. PopülerliÄŸin yüzeyselliÄŸi gibi görünen ÅŸeyin arkasında iÅŸte böyle bir dinamik var.Â
Bu devrimci ilhamı yaratmak için sosyalistler sahneye çıkmak zorunda. Menfaatsiz, gözü kara, tutuklu devrimciler dünyayı yeniden sarsacak. O günler için yeni Che’ler bu topraklardan ve dünyanın dört bir yanından yeniden doÄŸacaktır.Â
Kimsenin şüphesi olmasın.Â














