AKP’nin “Allah’ın lütfu” olarak gördüğü 15 Temmuz’dan sonra birçok kamu emekçisi, akademisyen ve gazeteci tutuklandı, iÅŸinden atıldı. Åžu ana kadar 161 gazeteci-yazar tutsak edildi. 2 bin 346 akademisyen iÅŸinden atıldı. AKP 12 Eylül’ü “aratmayan” uygulamalarıyla toplumsal muhalefetin üzerindeki baskıyı arttırıyor.
Åžimdi asıl sorulması gereken soru ÅŸu: “Bu devran böyle mi devam edecek?” EÄŸer tutsak muhaliflerin davalarının görüleceÄŸi adliye alanlarını doldurabilirsek onların sahipsiz olmadığını gösterirsek her ÅŸey deÄŸiÅŸir. Bunu yapabilirsek hem tutsak muhaliflerin özgürlüklerine kavuÅŸmalarını saÄŸlamış oluruz hem de yeni tutuklamalar konusunda AKP’yi, bir düşünürken bin düşünmek zorunda bırakırız.
“Tutsak muhalifler yalnız deÄŸildir” sözünü sözde bırakmamak için, Cumhuriyet Gazetesi yazarlarının 11 Eylül’de Silivri’deki gerçekleÅŸtirilecek duruÅŸmasına katılım saÄŸlamak çok önemli. Akın Atalay, Kadri Gürsel, Murat Sabuncu ve Ahmet Şık doÄŸruları söyleyip yazdığı
için tutsaklar. Özgürlüklerine kavuşmaları için gücümüze, sabrımıza ve irademize ihtiyaçları var.
İşini geri istediÄŸi için AKP tarafından göz göre göre ölüme sürüklenen Nuriye ve Semih hocaların davası da son derece önemli. Söz konusu dava 14 Eylül’de Ankara’da görülecek.
Şu gerçeği hiçbir zaman unutmayalım; Tutsak muhaliflere sahip çıkmak geleceğimize de sahip çıkmak anlamına geliyor.
bolsevik.org














