AKP içerisinde çatlak büyüyor. Arınç’ın RTE’yi açıktan hedef alan eleÅŸtirileri, AKP ve RTE cephesindeki kamplaÅŸmanın ne boyutlara vardığını göstermiÅŸti. RTE cephesinden gelen karşı ataklar ise meseleyi bambaÅŸka bir mecraya taşıdı. Gökçek, Arınç’ı paralelci ilan ederek istifaya davet etti. Bir taraftan baÅŸbakanlık hevesine kapılarak kuklalığı beÄŸenmeyen DavutoÄŸlu, daha önce tasfiye edilen eski cumhurbaÅŸkanı Gül ve 3. dönem uygulaması yüzünden tasfiye olacak olan Arınç gibi milletvekilleri varken diÄŸer tarafta RTE ve RTE’nin gücünden istifade etmeye çalışan ikbal avcıları bulunuyor. Bu avcılardan en kaÅŸarlanmışı olan Gökçek tetiÄŸi çekti bile: “Bülent Bey Fethullah Hocanın son kozuydu.” Åžimdi Arınç ya da yandaÅŸlarının ne cevap vereceÄŸi merakla beklenecek. Daha önceleri bu gibi çatışmalarda RTE karşısında Arınç hep geri adım atmıştı, ama bu sefer tükürdüğünü yalamak bir hayli zor olacak. Zira özellikle Gökçek’in söyledikleri yenilir yutulur cinsten deÄŸil.
Son çatışma nasıl baÅŸlamıştı? BaÅŸbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın, CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan’ın İzleme Heyeti’ne iliÅŸkin “Benim haberim yok, doÄŸru da bulmuyorum”eleÅŸtirilerinin üzerine “Haberinin olmaması mümkün deÄŸil, CumhurbaÅŸkanımız her ÅŸeyi çok iyi bilmektedir. Ülkeyi yöneten hükümettir, sorumluluk da hükümettedir. Açıklamalarını doÄŸru bulmuyorum.”deÄŸerlendirmesi Ankara’ya bomba gibi düştü, Arınç’a AKP’den tepkiler baÅŸladı.
Arınç, bu olay açıklamalarının hemen ardından bir gün sonra yine konuÅŸtu ve geri adım atmayarak yeni bir çıkışta daha bulundu; “DavutoÄŸlu’nu her türlü tehlikeye karşı savunurum. Unutmayın bu ülkede bir hükümet var.” dedi.
Meselenin arka planındaki güç çatışmasını açığa çıkaran geliÅŸmeler seçimler nedeniyle tetikleniyor. Seçim sürecini kendisi üzerinden götürmek isteyen RTE, yükselen milliyetçilik nedeniyle müzakere sürecine karşı eleÅŸtirel bir tavır sergilerken ister istemez hükümeti ve DavutoÄŸlu’nu yıpratmak zorunda kalıyor. Bu durum da gerginliÄŸi körüklüyor. Son kapışma da RTE’nin İnceleme Komisyonu’nu topa tutmasından sonra baÅŸ gösterdi. Arınç da “bunları zaten biliyordun, medya önünde bizi neden hedefliyorsun” çıkışında bulununca ipler gerildi ve adeta ÅŸu aralar kopma noktasına geldi.
RTE, daha önceleri Özal ve Demirel’in yaÅŸadığı emanetçi baÅŸbakan krizinin içerisine yuvarlanmışa benziyor. Yani emanetçi, emanete hıyanet ediyor. RTE’nin kaç(ak) sarayda bakanlar kuruluna baÅŸkanlık ettiÄŸi sırada DavutoÄŸlu’nun oyuncağı elinden alınmış bir çocuk gibi hareket etmesi ve kameraların karşısında sinirli, kırgın ve çaresiz bir görüntü çizmesi çok manidardı. Daha çok erken bir durumda DavutoÄŸlu, RTE’nin kuklası durumuna düşmekten rahatsız olduÄŸunu ortaya koymuÅŸ oluyordu. Derken baÅŸka sinyaller de geldi, örneÄŸin Hakan Fidan krizi. Bir kez daha RTE’nin dediÄŸi olmuÅŸtu olmasına ama geleceÄŸe yönelik hiç de iyi sinyaller deÄŸildi bunlar RTE adına.
Bir yandan ekonomik durum hiç iyi deÄŸil, diÄŸer yandan HDP yükselirken MHP de çıkışa geçiyor ve olan arada AKP oylarına oluyor. Üstüne bir de bu iç krizler eklenince RTE’nin baÅŸkanlık hayalleri, kabusa dönüşebilir. Hadi diyelim HDP baraj altında kaldı, AKP ezici bir meclis aritmetiÄŸi yakaladı. Bu durumda peki, DavutoÄŸlu seçim kazanmış bir baÅŸbakan olarak kendi kendisini bir siyasi sıfıra düşürüp baÅŸkanlık modeline geçer mi? Bu soruya evet diyebilmek gittikçe zorlaşıyor. Unutmayın DavutoÄŸlu daha baÅŸkanlık modelini öven tek bir açıklama dahi yapmadı.











