Home / Karışık / Yaklaşan Ekonomik Kriz ve Anlattıkları -V. U. Arslan

Yaklaşan Ekonomik Kriz ve Anlattıkları -V. U. Arslan

Bu ülkede sosyalistlere ekmek çıkmaz” diyenlere aldırış etmeyin. Bakmayın siyaset arenasını düzen partilerinin iÅŸgal etmesine. Bu durumun emekçi halk ile alakası yok. Åžu ya da bu gerekçeler gündeme getirilebilir ama kabahatin çoÄŸu sosyalist hareketin geleneksel aktörlerinde. Koyarsanız alternatifi insanların önüne, iÅŸlerin rengi deÄŸiÅŸir. Yok, bunu beceremezseniz hayat boÅŸluk tanıyacak deÄŸildir. Neticede burjuva politikasının baskın gelmesinde ve emekçilerin ÅŸu ya da bu yana dağılmasında eksantrik bir durum yok. 

Ülke kimlik-kültür kamplaÅŸmasına doydu, bu yüzden muhalefet partileri RTE’nin iÅŸine gelen bu kutuplaÅŸmadan çıkmak için “kapsayıcı” olmaya çalışıyor. Partiler ve adaylar herkese boncuk dağıtmanın derdinde. Adeta kim daha popülist yarışması var.

Gelgelelim, sınıf eksenli politika bir köşede altın gibi parıldıyor. Tabii ki çatışmacı sınıfsal politikalar burjuva ve küçük burjuva siyasetin harcı deÄŸil. Ama ÅŸu seçim ortamında vurucu olmaya çalışan Saadet Partisi’nin sınıfsal çeliÅŸkilerden dem vuran videosunun sadece twitter’dan yüz binlerce kez izlenmesi potansiyeli ortaya koyuyor. Milli Görüş geleneÄŸi sol söylemin ekmeÄŸini geçmiÅŸte çok yedi, hatta RTE kariyerinde buna çok ama çok ÅŸey borçludur. Devrimci sosyalistler sahada olmayınca meydan boÅŸ kalıyor. Devrimci sosyalistlerin yükseliÅŸi Milli Görüş’ün yeri geldiÄŸinde kullandığı sol popülizme benzemez. Sosyalistlerin sadece seçim zamanlarında deÄŸil, iÅŸyerlerinde, mahallelerde, sokakta emekçilerle ve gençlikle buluÅŸması ne cüretkar bir durum yaratacaktır. Mesele bunu hazırlamakta. 

Gümbür Gümbür Gelen Kriz

Gümbür gümbür gelen büyük bir kriz, emekçilerin dünyasına büyük bir meteor gibi çarpmaya doÄŸru yol alıyor. Kaçış yok, iç ve dış ekonomik dinamikler katılaÅŸmış. Onca ÅŸiÅŸirilmiÅŸ tüketim harcamalarına, hormonlu büyümeye, borca bataÄŸa raÄŸmen Türkiye’de emekçi sınıfların durumu zaten iyi deÄŸildi. Åžimdi uzun sürecek bir ekonomik kriz üstümüze üstümüze geliyor. Kapitalistlerin bir bölümü paralarını yurtdışına kaçırmaya baÅŸladı bile. Enflasyon coÅŸacak, faizler coÅŸacak, iflaslar coÅŸacak, bütçe açıkları coÅŸacak, iÅŸsizlik coÅŸacak… RTE’nin tüm zamanların en büyük seçim gaflarından biri olan  kıraathane vaadi belki de bedava çay ve kekle patlama yapacak iÅŸsizler ordusunu evden dışarı çıkarmaya yöneliktir. Kim bilir? Neticede ÅŸurası kesin: İşsizler aÄŸlayacak, esnaf aÄŸlayacak, köylü aÄŸlayacak, işçiler aÄŸlayacak, analar-babalar aÄŸlayacak!! 

Bu tablo öyle kolay da atlatılamayacak. Sonra gelsin IMF kapıları, stand-by anlaÅŸmaları… Krizin faturasını kim ödeyecek? Emekçi sınıflarla kapitalistler arasında gerilim ister istemez ÅŸiddetlenecek. Meselenin 2001’deki gibi emekçilerin tevekkül getirip boyun eÄŸmesiyle sonuçlanacağını beklememek gerekir. Evvela yeni kuÅŸak gençliÄŸin hayattan beklentileri yüksek. Üstelik bu beklentiler hep ÅŸiÅŸirildi. Halihazırdaki durum bile yeterli görünmüyorken hayat standartlarındaki dramatik düşüşlerin bir yansıması elbette ki olacaktır. BeklendiÄŸi gibi RTE baÅŸta kalırsa bu sınıfsal tepki genel AKP karşıtlığı ile birleÅŸecektir. Tabii bu durumda AKP diktasının elde sopa hazır bekleyeceÄŸini unutmamalıyız. Yok, RTE giderse bu sefer korku bariyerleri yıkılacağından sokaÄŸa güven gelecektir.

Neticede sosyalistler olarak biz bu zorlu sürece hazır mıyız? Soru budur. 

Dünya çapında kapitalistlerin geliÅŸmekte olan ülkeler (GOÜ) dediÄŸi az geliÅŸmiÅŸ kapitalist ülkeler ile geliÅŸmiÅŸ kapitalist ülkeler arasındaki makasın açıldığı bir evredeyiz. Yani Türkiye, Arjantin, Endonezya gibi ülkelerin üretebildikleri düşük teknolojili metalar ya da sattıkları hammaddelerle geliÅŸmiÅŸ ülkelerle rekabet edemeyeceÄŸidir. Yani bu tarihsel eÄŸilim Türkiye’deki kapitalizmin çıkmazıdır. AKP döneminde yapısal dönüşüm, teknolojik sıçrama ve eÄŸitim atağı için elveriÅŸli olan fırsatlar ve gerekli zaman topraÄŸa gömülmüştür. Türkiye’deki kapitalistler kestirme yoldan devlet kaynaklarıyla yaÄŸ baÄŸlayarak büyümeyi adet edindikleri için bırakın bu gidiÅŸi deÄŸiÅŸtirmeyi ballı böreklerle daha da yaÄŸlanmaya bakmışlardır. Sonuç olarak Türkiye daha uzun yıllar dar gelirli bir ülke olmayı garantileniÅŸtir. Üstelik bu daha iyi günlerimiz. 

Türkiye’de kapitalizm emekçi ve devrimci düşmanlığını sürdürdükçe siyasal İslam’a iktidar yolları açılmıştır. FETÖ ve AKP uluslalararası iÅŸbirlikçilerinin de sayesinde çürük çarık burjuva cumhuriyeti bir kabile devleti haline getirmeyi baÅŸarmıştır. Sonuçta sistem tel tel dökülmektedir ve bizler kapitalizmin alternatifi olarak sosyalizmi ve devrimi gündeme getirmeyi baÅŸarmalıyız.

 
Etiketlendi: