27 Åžubat’ta Antikapitalist Network ve Sosyalist Emekçiler Partisi ortak bir deklarasyon yayınladı.
Bir aydan daha uzun bir süredir, Venezuela’da bariz bir emperyalist müdahaleye tanık oluyoruz. 23 Åžubat’taki baÅŸarısız darbe giriÅŸimi son olmayacak. Bu arada, milyonlarca işçinin ve Venezuela halkının çektiÄŸi ekonomik ve sosyal kriz derinleÅŸmeye devam ediyor. Ülke, dayanılmaz bir yoksulluk ve yıkım durumuyla birlikte çöküş sınırına kadar geldi.
Trump, Maduro hükümetinin muazzam itibarsızlığının ve ekonomik çöküşün avantajını ve nüfusun çoÄŸunluÄŸunun, haklı olarak, çekilen ıstırabının sorumlusu olarak Maduro’yu görmesinden faydalanıyor ve Venezuela’ya yönelik kabul edilemez bir müdahale baÅŸlatmak istiyor. Kendisini geçici baÅŸkan ilan eden, Trump’un kuklası olan saÄŸcı Juan Guaido’yu dayatmak için olası bir askeri istila tehditleri savurmaya devam ediyor. ABD hükümetinin saldırıları için Lima Grubu, “Kuzey’deki Efendi’’nin talepleri için çok iyi iÅŸ görüyor ve bu emperyalist müdahale saldırısında ‘iyi polis’i oynayan Avrupa BirliÄŸi ve diÄŸer uluslararası örgütlerin yardakçılığı da hayli iÅŸe yarıyor.
Bu darbe giriÅŸimi, sözde halk için “demokrasi”, “insan hakları” ve “insani yardım” adına yapılacak. Dünyada en çok demokratik haklara saldıran, yüz milyonlarca insanın açlığından, kanlı yaÄŸmacı savaÅŸlardan ve toplu göçlerden sorumlu olan Donald Trump ve hükümet yetkililerinden gelen bu açıklama akıl almaz bir sinizm taşıyor. Aynı açıklamalar, Kolombiya’nın baÅŸkanı, terör rejiminin temsilcisi, binlerce insanın kaybolmasından ve insan haklarının ihlal edilmesinden sorumlu olan Ivan Duque’dan; Brezilya’nın en kötü diktatörlüğünü savunan, Lima Grubu’nun yaltakçısı proto-faÅŸist Jair Bolsonaro’da ve Mauricio Macri gibi diÄŸer saÄŸcı işçi düşmanı devlet baÅŸkanlarından da geliyor.
GerçekleÅŸmekte olan saldırganlığı reddediyoruz. Etrafta “demokrasi” hakkında dolaÅŸan tüm konuÅŸmalar, büyük ÅŸirketlerin Venezuela’daki devasa kaynakları yaÄŸmalamasını saÄŸlayacak olan, ancak Venezuela işçileri ve halkı için daha fazla sefalet anlamına gelen gayri meÅŸru bir hükümetin dayatılmasına hizmet ediyor.Â
Maduro Hükümeti
Buna karşılık, Nicolas Maduro hükümetinin tüm toplumsal mutabakatı yitirdiği bir gerçektir. Venezuela’da gerçekleşen, önemlice bir nüfusun pek çok farklı kesimin katıldığı devasa eylemlilikler ve protestolar bunu kanıtlar niteliktedir.
Maduro’nun, devleti kontrol etmekten kaynaklanan ayrıcalıkla kendi çıkarına ve bürokrasinin çıkarına iÅŸlettiÄŸi politikaları ülkede büyük yolsuzluklara yol açtı. Ülkeyi kapitalistlerle birlikte yöneten ve yabancı ÅŸirketlerin zenginleÅŸmesini saÄŸlayan Maduro, Karayipler’in yaÅŸadığı insani krizden de,  maruz kaldıkları kibir, yolsuzluk ve sefalet karşısında artık kendisini daha fazla desteklemeyen Venezuela halkının öfkesinden bizzat sorumludur.  Mevcut Venezuela hükümetinin sol ya da sosyalizmle bir ilgisi yoktur: Hatta kitlesel eylemliliklere dayanarak emekçilerin yaÅŸam standartlarında önemli geliÅŸmeler saÄŸlayan bazı ilerici önlemler alan Chavez döneminin sol milliyetçiliÄŸiyle bile alakası yoktur. Aldatıcı bir anti-emperyalist söylem sürdüren Maduro, bu süreci tersine çevirdi. Hatta bu emperyalist saldırganlık ve darbe tehdidi anlarında bile, emperyalist ÅŸirketlere veya darbenin ardındaki burjuvaziye karşı tek bir önlem almadı. Dış borç ödemeye ve yabancı para çıkışına izin vermeye devam ederken, insanları bir günlük yemek için bile yetersiz olan maaÅŸlara mahkum etti. Maduro hükümeti, halkın hoÅŸnutsuzluÄŸunu bastırmak ve kendi ayrıcalıklarını savunmak için baskıcı yöntemler kullanan kapitalist bir hükümet. İktidardaki bürokrasi, tüm yaptıklarıyla, Guaido gibi menfur karakterlerin güçlendirilmesinden sorumludur, tıpkı PT’nin Brezilya’da Bolsonaro’nun ortaya çıkmasından sorumlu olduÄŸu ve tüm Latin Amerikalı sahte ilerici liderlerin uzun bir zamandan sonra saÄŸcı alternatiflerin geri dönmesinde sorumlu oldukları gibi.
Maduro altı yıl daha yönetmeye devam edemez: kitle desteğini tamamen kaybetti ve şu anda ayakta kalması yalnızca silahlı güce ve giderek dozu artan acımasız bir baskıya dayanıyor. Tıpkı Nikaragua’daki Daniel Ortega gibi.
ABD tarafından dayatılan kukla iktidar, hiçbir koşulda kabul edilemez. Herhangi bir askeri istila ya da ordunun bir kesiminin desteği ile eğer bu iktidarı yerleştirmek için harekete geçecek olurlarsa, bugün emperyalist canavarların ve burjuvazinin saldırganlıklarından her gün etkilenen işçiler ve halklar kenetlenecek ve onları yenmek için uluslararası bir mobilizasyon sağlayacaklardır.
Krize İşçi Sınıfı Çözümü
Milyonlarca Venezuela’yı yakıcı biçimde etkileyen ve önümüzdeki haftalarda gerçekleşmesi muhtemel müdahaleye karşı, Venezuela için tek çözüm;  ABD, AB, Çin, Rus emperyalizmlerinin, Vatikan’ın ve iktidara yapışmış olan hükümet ve bürokrasinin çıkarlarından bağımsız bir politik hat savunmakla mümkün olabilir.
Yalnızca bağımsız bir biçimde hareket eden emekçiler halkın çoğunluğunun ihtiyaçlarına cevap verebilir. Petrol, madenler, ücretler, enflasyon, dış borç, sağlık, eğitim, yolsuzluk ve tüm diğer büyük ulusal sorunlar konusunda işçi sınıfı için devrimci bir kurucu sürecin desteklenmesi ve uygulanması ihtiyacı çok açıktır. Acil bir ekonomik planın uygulanması için en başta ele alınması gerekenler; dış borcun reddedilmesi, yurtdışı hesaplarına aktarılan milyonların geri alınması, yabancı şirketlerin tüm müdahalelerinin saf dışı bırakılmasıyla petrol üretimi üzerinde tam kontrol sağlanması, işçilerin kontrolü altında dağıtımının ve satışının yapılması, doğayı yıkan tüm maden anlaşmalarının iptal edilmesi. Tüm bu kaynaklara dayanarak; acilen tüm sektörlerde kayda değer bir ücret artışının sağlanması, dış ticarette ve yerli üretimde sıkı bir kontrolün sağlanması yoluyla enflasyonu frenlemek için ve ücretleri arttıran şirketlerin cezalandırılması.
Bu politikayı güçlendirmek için: Yabancı müdahaleye, Guadio’ya, Maduro iktidarına ve bürokrasisine karşı olan işçi sınıfı merkezli örgütlerin ve Venezuela devrimci solunun, dürüst aydınların ve halktan yana mücadele eden diğer kesimlerin Venezuela için ortak anti-kapitalist ve gerçek anlamda sosyalist bir alternatif şekillendirmesi gerekmektedir. İşçilerin her şeyi yönetmesine ve her şeyin kararını almasına yönelik sosyal ve politik güç kazanma stratejisine dayalı bir önerme  giderek daha da güçlenecek, sempati ve toplumsal destek toplayacaktır. Yeni kuşakların bu hedefler etrafında politikleşmesini ve militanlaşmasını sağlayacaktır.
ABD Venezuela’dan Defol!
Ne Guaido ne Maduro! Hepsi gitmeli!
İşçi sınıfı ve halkın bağımsız hareketi!
Emekçiler kendi kaderlerini belirlemeli!
İşçi sınıfının acil eylem planı yükseltilmeli!
İşçi sınıfı yönetmeli!
Antikapitalist AÄŸ-SEP
Ankara , 27 Åžubat 2019















