Ülkedeki korku atmosferi ve yabana atılmayacak intihar saldırısı ihtimallerine karşı ülke çapında yüz binler 1 Mayıs’ı alanlarda kutladı. Kararlılık ve cesaretle 1 Mayıs’a katılanlar baskılara meydan okumanın getirdiÄŸi ayrı bir coÅŸkuyla belki de son yılların en anlamlı 1 Mayıs’ına imza attılar. Diyebiliriz ki 2016 1 Mayıs’ı tarihe meydan okuma ve cesaret 1 Mayıs’ı olarak geçecektir.
Bu 1 Mayıs bizlere bu ülke emekçileri ve gençliğinin ne kadar sağlam bir mayaya sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. Buradan çıkan sonuç, bu mayanın hakkını verebilmenin biz devrimci Marksistlere düştüğüdür. Şayet devrimci Marksistler azimli çalışma ve doğru politikalarla emekçilere giderlerse karşılığını fazlasıyla alacaklar ve neticede ülkenin kaderini değiştirme fırsatını yakalayacaklardır.
Bu 1 Mayıs’ta doÄŸru yapılan iÅŸlerden birisi de alan takıntısından geri dönülmesidir. İşçi hakları büyük bir hızla geriletilirken sendikal bürokrasinin bu hayati meselede anlamlı bir çaba içerisinde olmayıp sorunu Taksim-Kızılay tartışmalarına indirgemesini ve bunun kuyrukçuluÄŸunu yapanları her daim eleÅŸtirmiÅŸizdir. Kaldı ki bu 1 Mayıs’ın IŞİD katliamı tehlikesi yüzünden insanların eylem ve mitinglerde bir araya gelmekten çekindiÄŸi bir dönemde ayrı bir önemi vardı. Nitekim emekçiler ve gençlik doÄŸru alan tercihleri sayesinde kendilerini gösterebildiler. Yani bu dönemde çok ihtiyaç duyulan bir iÅŸ baÅŸarılmış oldu.
DiÄŸer taraftan emek örgütleri ve sol, bu yıl da emekçilerin acil ihtiyaçları etrafında örülen kampanyalarla 1 Mayıs’ı karşılamadılar. Bu kronik zaafiyet, sınıf mücadelesi açısından oldukça belirleyici durumda, çünkü 1 Mayıs’ları milyonlarca emekçinin hayatına dokunabilme fırsatı olarak deÄŸerlendirme ÅŸansını mütemadiyen elimizden kaçırıyoruz. Aksi durumda, yani etkili kampanyalarla 1 Mayıs sürecini deÄŸerlendirebilmiÅŸ olsak, genelde AKP güdümünde olan milyonlarca emekçiyle de temas etmiÅŸ olacağız. Böylelikle sol ve işçi hareketi eriÅŸim alanını epeyce geniÅŸletmiÅŸ olacak. Etkili kampanyalara konu olabilecek ziyadesiyle konu varken maalesef bu fırsatları deÄŸerlendiremiyoruz.
Sosyalist Emekçiler Partisi Girişimi, bu durumun merkezi öneminin farkındadır. Yola yeni çıkan partimiz, henüz bu büyük görevi kendi başına göğüsleyecek güçte değil, ama inanıyoruz ki önümüzdeki yıllarda adım adım bu çalışmaları öne çıkaran ve emek örgütleri ile diğer sol bileşenleri bu kampanyalarda birleşmeye teşvik eden bir devrimci odak olarak yükseleceğiz. Aksi takdirde bu toprakların verimli ve sağlam damarları boşa akmaya devam edecektir.
Bu 1 Mayıs’ı çeÅŸitli kentlerdeki yoldaÅŸlarının öncülüğünde cesaret ve azimle güçlü bir ÅŸekilde geçiren Sosyalist Emekçiler Partisi GiriÅŸimi, yukarıda bahsettiÄŸimiz sorumluluÄŸun bilinciyle derhal 2 Mayıs’tan itibaren kolları sıvayarak, işçi ve gençlik çalışmaları içerisinde SEP’i inÅŸa etmeye devam edecektir.












