
Sur ve Cizre’de katliamlar, infazlar devletin “güvenlik” politikası adı altında devam ediyor. Ülkesinde tek bir muhalif ses bile istemeyen; sigaradan kadın hayatına;tiyatrolardan gazetecilere saraya el pençe divan durmayan herkese savaÅŸ açmış bir rejim elbette Kürt halkının meÅŸru taleplerine en iyi bildiÄŸi kanlı yöntemlerle saldırıyor.
Cizre’de susuzluktan ölmeye terk edilen onlarca kiÅŸi günlerdir her türlü çığlığa raÄŸmen kurtarılamadı, iki gün önce ise devlet kanlı operasyonu gerçekleÅŸtirerek yaralıları diri diri yakarak katletti.Kürt halkının katliamı ve Sur’daki ablukayı  protesto etmek için Diyarbakır BaÄŸlar’da toplanmasının ardından halka gerçek mermilerle saldırısı sırasında öldürülen 16 yaşındaki Mahmut Bulak katledildi. Bulak, Namık Kemal Ticaret Meslek Lisesi’nde öğrenciydi ve ailenin iki çocuÄŸundan biriydi.
BaÄŸlar’da katledilen Mahmut Bulak, yapılan yürüyüşün ardından Yeniköy Mezarlığı’nda sonsuzluÄŸa uÄŸurlandı.

Bulak’ın öldürülmesine tanıklık edenlerden biri olay anını şöyle anlattı:
“Biz AKP’li polislerin Cizre’de yaptıkları katliamı protesto etmek için alanlarda eylem yapıyorduk. Arka sokakta silah sesi geldi. Biz oraya gittiÄŸimizde Mahmut kanlar içinde yerde yatıyordu. Hemen ambulansı aradık ama polis ambulansın mahalleye girmesine izin vermiyordu. Bir süre öyle kanlar içinde yerde yattı. Mahmut’un hiçbir suçu yoktu, o da katledilen diÄŸer çocuklarımız gibi adi bir ÅŸekilde katledildi”Â
AKP, yeni anayasa ve baÅŸkanlık rejimi için engel olarak gördüğü Kürt halkına ve örgütlü gücüne top yekun imha için saldırıyor. DavutoÄŸlu, “Tek bir silah kalmayana kadar operasyonlar devam edecek”  diyerek savaşın devam edeceÄŸinin sinyallerini verdi. Bu dipsiz kuyuya emekçileri sürüklemeye AKP’nin hakkı yoktur.
Kürt halkına yönelik katliamlar derhal durdurulmalıdır.Özerklik talebi kabul edilmeli; ateşkes sağlanmalı ve barış eşit yurttaşlık hakkı temelinde gerçekleştirilmelidir.











