ErdoÄŸan için “Allah’ın bir lütfu” olan 15 Temmuz sonrası, baÅŸkanlığının önüne Haziranda set çeken HDP hedef haline geldi. “Seni baÅŸkan yaptırmayacağız” sloganı ile HDP Haziran seçimlerinde AKP’nin tüm planlarını alt üst ederek meclise girdi ve popülerleÅŸerek Selahattin DemirtaÅŸ önderliÄŸinde muhalefet canlandırıldı.  Darbenin verdiÄŸi fırsatlarla ilk iÅŸ HDP ile “hesap görüldü”.  Kürt kentlerinde yıkım ve katliamla sonuçlanan savaÅŸ ülkeyi gerdikçe gerdi ve kutuplaÅŸmanın sayesinde HDP kitlelerin popüler desteÄŸinden koparıldı. Kürt sorunun tarihsel doÄŸası devreye girdi. “TürkiyelileÅŸme” söylemi bölgenin savaÅŸ gerçekliÄŸinin altında ezildi ve inandırıcılığını yitirdi. Neticede gece yarısı operasyonları ile partinin liderleri tutuklandılar. AKP bir kez daha kutuplaÅŸmadan galip çıktı.Â
O günden bu güne;  HDP’li 59 vekilden 55’inin dokunulmazlığı CHP’nin de oyları ile kaldırıldı. Åžu an 12 HDP’li vekil tutuklu. Toplam 9 bin HDP üyesi gözaltına alındı ve bunların  3 bini tutuklandı.  74 belediye baÅŸkanı tutuklu. Son olarak dün , AÄŸrı Belediye EÅŸbaÅŸkanı  Sırrı Sakık  İçiÅŸleri Bakanlığı’nca görevden alındı.102 belediyenin 61’ine kayyum atandı. Sayı her geçen gün artıyor. Kürt halkı ile hesap milliyetçi tansiyonu yükseltiyor. AKP, HDP ile hesabını görürken bir yandan da MHP’nin oylarını garantileme hesabı yapıyordu. Ancak iÅŸler ErdoÄŸan’ın istediÄŸi gibi gitmedi. MHP neredeyse ortadan ikiye bölünmüş durumda. Bu durumda AKP’nin 16 Nisan’da kazanmayı “niyet” ettiÄŸi referandum çıkmaza giriyor. Çünkü bu oy açığı muhafazakar Kürt seçmeninden gelmezse baÅŸkanlık hayal olabilir. Kürtlere oynandığı takdirde de elindeki son MHP oyları güme gider.  ErdoÄŸan elindeki seçenekleri tüketmiÅŸ ve bu karmaşık denklemde sıkışmış görünüyor. SavaÅŸ, bombalar, OHAL, darbe fırsatları, milliyetçilik rüzgarı, 15 Temmuz “zaferi”… “Yenikapı ruhu” ve “milli mutabakat” balonu çabuk söndü. BaÅŸkanlık hırsları ülke yurttaÅŸlarında istenilen karşılığı bulamadı. AKP, Kürt oylarına muhtaç. Ancak Kürt’e de düşman. Düşmanı olduÄŸu bir halka muhtaç ve  Kürt oyları olmaksızın hiçbir seçimden galip çıkamayacak olan AKP’nin elinde bunu tersine çevirecek bir araç yok.Â
Kürt halkı,  iradesini binlerce kez çiÄŸneyen, ölülerinin üstünde tepinen diktatöre “evet” demeyecektir. Ancak Kürt halkı yıkılmış, tarumar edilmiÅŸ kentlerinde referandumu kendi gündemi gibi görmüyor. Var olan sistemden dışlanmış. Vekilleri tutsak alınmış, belediyelerindeki Kürtçe tabelalar bile sökülmüş. Yıllardır mücadele ederek kazandığı en temel kazanımları elinden alınmış. Ãœstelik son derece travmatik  şehir savaÅŸları ile evleri dahi yıkılmış. Oy kullanabileceÄŸi bir mahallesi kalmamış. On binlercesi göçe zorlanmış. Bu durumda Kürt halkının referanduma kayıtsızlıkla ErdoÄŸan’a öfkesi arasındaki gerilimin sonucu Kürt siyasi hareketinin referandum çalışma performansı ile belirlenecek. Kürt seçmenin sandığa gitmesi çok kritik. Yüksek katılım AKP’yi daha da zora sokacaktır. Evlerinden sürülmüş Kürt halkını siyasi irade ile sandıklara gitmeye teÅŸvik etmek HAYIR’ın kazanması için tarihsel öneme sahip. Åžayet bu çalışma yapılmazsa, referandum Kürt halkının gündemine sokmak konusında baÅŸarılı olunamazsa ya da siyasi bir intihar olacak olan boykota yönelinirse Kürt düşmanı ErdoÄŸan’ın kazanması, savaÅŸ iktidarının galibiyeti, tek tipçiliÄŸin tarihsel zaferi olacaktır.  Bu durumda boykot bir seçenek deÄŸil, kaybetmeyi garantilemek ve savaÅŸ iktidarını kalıcı kılmak anlamına gelecekir.Â
Millet iradesi lafını aÄŸzından düşürmeyenin “millet” dediÄŸi kendisine oy verenden ibaret. Kürt halkının var oluÅŸu, özgürlük talebi ve iradesi tek adam rejimine var oluÅŸu itibariyle uyum saÄŸlayamaz. Varlığı yeniden inkar noktasına gelmiÅŸ bir halkın vereceÄŸi tepki bugün ülkenin geleceÄŸi açısından da çok kritik. Kürt halkının referandumdaki tavrı tek adam rejiminin inÅŸasında ya da geri püskürtülmesinde önemli bir rol oynayacaktır. 17 Nisan’dan itibaren bu hesap: dökülen kanın, çekilen acıların hesabı ise sonuç her ne olursa olsun kardeÅŸlik için verilecek mücadele ile sorulmak zorunda.Â
