Dünyanın en zengin insanı Jeff Bezos’a ait Amazon’un alt firması olan Whole Foods, 2020 yılı itibariyle yaklaşık 2 bin yarı zamanlı işçisinin sağlık sigortasını keseceğini açıkladı. Bu haber, akıllara dünyanın en büyük servetlerine sahip olan patronların bu servetleri nasıl sağladığı sorusunu tekrar getirdi.
Bu Amazon’un işçi haklarına yönelik ilk saldırısı deÄŸil. Elektronik ticaret tekeli olan Amazon, işçi düşmanı politikaları ile ün kazanmış durumda. Amazon’un Ä°ngiltere’deki ve Almanya’daki depolarında çalışan işçiler insanlık dışı koÅŸullarda çalışıyorlar. İşçiler, zaman kaybetme cezasından ve iÅŸten çıkarılmaktan korktukları için tuvalet ihtiyaçlarını ÅŸiÅŸelere gideriyor. Kışın ısıtması olmayan bungalovlarda, yazın ise havalandırmanın olmadığı ve sıcaklığın 40 dereceye ulaÅŸtığı ortamlarda çalışmak zorunda bırakılıyorlar.
Dünyanın en zengin insanı olmak kolay değil elbette. Jeff Bezos gibi bir avuç asalağın zenginliğinin dayandığı yer tam olarak burası: Milyonlarca emekçinin sömürüsü. Patronlar, servetlerini her gün biraz daha arttırmak için milyonlarca işçinin en temel haklarına göz dikmiş durumda. İşçilerin tuvalete bile gidemediği bir sömürü düzeninden bahsediyoruz. Reklamlarla bize sunulan pembe dünyaların ardında yoğun bir emek sömürüsü gizli.
2018 yılında, Amazon ÅŸirketi yöneticilerine “örgütlenmeyle mücadele rehberi” göndermiÅŸti. Her adımını sınıf bilinciyle atan burjuvazi, dünyanın her yerinde işçilerin yan yana gelip örgütlenmesinden korkuyor. Milyonlarca işçinin ‘Artık Yeter’ demesinin kendi zenginliÄŸinin sonu olduÄŸunun bilincinde çünkü. Bu sistemden, zenginliÄŸi her gün yeniden üreten emekçilere bir gelecek çıkmayacak.Â
Emekçilerin geleceği, Jeff Bezos gibi patronlara karşı örgütlü mücadeleden geçiyor.
