
Belki dünyanın kulakları sağır ama Irak’ta halk, iki aydır sert bir mücadele veriyor. Åžii çoÄŸunluÄŸun, Åžii iktidar eliyle mezhepçilik üzerine kurduÄŸu siyasetle bu zamana kadar yönetilebildiÄŸi zamanların sonuna gelindi. Irak’ta ilk kez etnik ve mezhepsel deÄŸil, sınıfsal temel üzerinden yükselen bir isyan sokaklarda kol geziyor. 1 Ekim’de sokaklara çıkan, ezici çoÄŸunluÄŸu 30 yaÅŸ altı genç nüfustan oluÅŸan Iraklılar ABD iÅŸgalinin yıktığı, IŞİD gibi katliamcı çetelerin doÄŸduÄŸu, İran’ın at koÅŸturduÄŸu atmosferden artık bıktı. İran’ın Åžii nüfus üzerinde, Åžii iktidar eliyle kurduÄŸu hegemonya da ABD’nin Irak üzerindeki çıkarları da Irak halkını ‘artık yeter’ deme noktasına getirdi.
Altyapı ve kamusal hizmetlerin olmadığı, genç iÅŸsizlik oranının yüzde 16,56 olduÄŸu, yoksulluÄŸun giderek tırmandığı Irak’ta yeni kuÅŸaklar artık baÅŸka bir hayat istiyor. Sistem öylesini çürümüş ki, dünyanın sayılı petrol rezevlerine sahipsiniz ama iÅŸ bulmak ve herhangi bir kamusal haktan faydalanmak için rüşvet ödemek zorundasınız. Elektrik ve su gibi en temel hizmetler iÅŸlemiyor. Petrol zengini ülkede tüm zenginlik, çürümüş rejimin tepesindeki ortakların cebine akıyor. Petrol ve nüfuz için milyonları öldürerek savaÅŸlar çıkaranlar elbette halkın gözünün yaşına da bakmıyor. Eylemlerde çok kan döküldü, dökülmeye devam ediyor.
Elbette Batı’dan birkaç göstermelik İran’ı suçlayan ve hükümete ÅŸiddeti durdurma çaÄŸrı yapan açıklamalar dışında bir ses yok. Irak’ı bu hale getirenlerin göstermelik bu adımları ancak Irak halkının daha fazla öfkelenmesine neden olabilir.

İran Destekli Katliam
Irak’ta eylemlerin baÅŸladığı 1 Ekim tarihinden bu yana 400’den fazla kiÅŸi öldürüldü, 1500 kiÅŸi yaralandı. 29 Kasım günü ise Irak’ta, eylemlerin baÅŸladığı günden bu yana en kanlı gün yaÅŸandı. Bir günde en az 40 kiÅŸi katledildi. Aynı gün, İran konsolosluk binaları ateÅŸe verilmiÅŸ, çatışmalar ÅŸiddetlenmiÅŸti. İran’daki eylemlerde yüzlerce insanı katleden Molla rejimi, Irak’taki eylemlerin bastırılmasında da rol oynuyor. İran’ın, eylemcilerin katledilmesinde bizzat rol aldığı düşünülüyor. 2003 ABD iÅŸgalinden sonra Irak’ta hayatı darmadağın olan halkın ABD düşmanlığına, İran emperyalizmine yönelik nefret de eÅŸlik ediyor çünkü iÅŸgal öncesi Saddam üzerinde güçlü olan İran etkisi bugün de siyasal sistem ve Åžii nüfuzu üzerinden sürüyor. Bu bakımdan Irak halkının isyanının karakteri her iki emperyalist rakip açısından da risk oluÅŸturuyor.
Eylemlerin ilk gününden bu yana halkın hedefinde İran’la sembolleÅŸen binalar ve ABD iÅŸgaliyle sembolleÅŸen yüksek güvenlikli YeÅŸil Bölge var. YeÅŸil Bölge, Irak’ta tiranlık, çürüme, iÅŸgal adına tüm sembolleri barındırıyor: Saddam’a ait eski sarayları, ABD elçiliÄŸi, CumhurbaÅŸkanlığı sarayı, ABD iÅŸgal güçleri burada konuÅŸlanıyor. YeÅŸil Bölge’ye yürüyen halka çok kez ateÅŸ açıldı ve burası tam anlamıyla bir kale gibi korunuyor.
Halk Geri Adım Atmıyor

Halkın geri çekilmemesinin ardından Irak baÅŸbakanı, 9 Ekim’de kabinenin deÄŸiÅŸtirileceÄŸi sözü vermiÅŸ ve iÅŸsizliÄŸe karşı reformlara gidileceÄŸi söylemiÅŸti ancak sitemin meÅŸruiyeti çoktan sorgulamakta olan halk için bu vaatler hiçbir ÅŸey ifade etmiyor. Eylemlerin ÅŸiddeti, kitleselliÄŸi daha da artarak devam edince 29 Kasım’dan sonra, iktidarın tüm meÅŸruiyetini tüketmemesi için Irak’ın en yüksek Åžii otoritesi olan Ayetullah Ali Sistani devreye sokuldu. OlaÄŸanüstü koÅŸullar dışında kamuoyu önüne çıkmayan 89 yaşındaki ruhani liderin devreye sokulmasıyla Åžii çoÄŸunluÄŸun üzerinde manevi bir otorite kurmak için harekete geçildi. Sistani, tiranlık ve ÅŸiddete karşı olduÄŸunu ifade etti. Eylemcilerin öldürülmemesi çaÄŸrısı yaptı. Eylemcilere de ‘her türlü ÅŸiddetten uzak durması’ telkininde bulundu.
İkiyüzlü Sistani’nin bu hamlesinin ardından, beklendiÄŸi üzere Irak baÅŸbakanı Adel Abdul Mehdi, istifasını sundu. İstifasını vereceÄŸini açıkladığı konuÅŸmasında da ÅŸunları kaydetti: ” Bu çaÄŸrıya cevaben, mümkün olan en kısa süre içinde, var olan hükümetin liderliÄŸinden istifa talebimi kabul etmesi için meclise sunacağım. ” Yani baÅŸbakan eylemcilerin deÄŸil, Sistani’nin otoritesine uyduÄŸunu iÅŸaret ederek eylemcilere, bu liderliklerin otoritesine bel baÄŸlaması bir mesaj vermiÅŸ oldu. Fakat ne eylemci halkın taleplerinde ne de sokağın gücünde bir gerileme görüldü.
29 Kasım’daki katliam ilk deÄŸildi. Eylemlerin ilk gününden beri İran destekli milis güçler keskin niÅŸancı ateÅŸleriyle insan öldürüyor. İran destekli olduÄŸu iddia edilen güçlerin Irak’ta halka sniperlarla ateÅŸ açtığı görüntüler sosyal medyada paylaşılmaya devam ederken Mehdi’nin istifası olsa olsa düzenin kontrolünü tamamen kaybetmemek için yapılan bir taktik. Üstelik, sniperlarla yapılan saldırıları Mehdi, resmi olarak kabul etti ancak kim tarafından yapıldığının bilinmediÄŸi iddia edildi. Eski İran destekli milis güçlerinin kimi unsurları ÅŸu an Irak meclisinde vekil olarak yer alıyor. Åžii siyasi nüfuz, siyasal sistemde görülebiliyor. Bu nedenle ordunun ve polisin de gayrı resmi yollardan bu katliamlarda rol aldığını düşünmemek için hiçbir sebep bulunmuyor. Ekim aynın başında bu keskin niÅŸancılar ilk kez ortaya çıkıp Tahrir Meydanında katliam yaptığında görgü tanıklarının anlattıklarına göre, keskin niÅŸancılar farklı noktalardan ateÅŸ açmış ve telsizle iletiÅŸim saÄŸlamışlardı. Profesyonel iÅŸi bu katliamlar iÅŸler kızıştığında devreye sokuluyor.

ABD Rolü
Dünyanın en büyük ikinci petrol üreticisi Irak, kendi halkını doyuramıyor. Çünkü ülkenin kaynakları ve siyaseti tam anlamıyla paylaşılmış durumda. Ülkenin bu noktaya gelmesindeki en büyük pay ABD’ye ait. BaÄŸdat’tan Basra’ya yayılan eylemler baÅŸladığında Irak hükümetinin yaptığı ilk iÅŸlerden biri, petrol bölgelerinde güvenliÄŸi arttırmak oldu. Yine en büyük kayıplar YeÅŸil Bölge’ye yürüyen eylemcilerin düzenlediÄŸi eylemlerde verildi. ABD otoritesi ve çıkarları karşısında Irak halkının kanı oluk oluk dökülüyor.
ABD emperyalizmi, tam anlamıyla Irak’ın tepesine çöreklenmiÅŸ bir güç. Bunu kolay kolay bırakmayacağı da ortada. OrtadoÄŸu’da İran nüfuzunu kırmaya çalışan ABD, ellerini ovuÅŸturarak OrtadoÄŸu halklarının İran’a karşı ayaklanmasını izliyor. Irak’ta, İran’da ve Lübnan’da gerçekleÅŸen halk ayaklanmalarında İran devletine yönelik öfke çok bariz bir biçimde görülebiliyor. Ancak Irak halkı, 1 milyonun öldüğü ABD iÅŸgalinin acılarını hala çok derin yaÅŸadığından, ABD emperyalizminden ölesiye nefret ediyor. Elleri kanlı ABD emperyalizmi İran’da mollaların yaptığı katliamları kınayıp İran halkının yanında olduÄŸunu ifade etse de Irak halkının eylemlerine destek çaÄŸrısı yapamıyor. Bir an önce halkın evine dönmesi  ve iktidarın kontrolü yeniden eline alması için can atıyor. Bunun için her türlü kanlı emrin arkasında durduÄŸuna da şüphe yok.
Irak halkının anti-emperyalist öfkesinin başındaki ABD, son derece temkinli hareket ediyor. ÅžimÅŸekleri İran’ın üzerine çekerek ellerini temizlemeye, Irak halkının haklı isyanını kendi emperyalist çıkarları için argüman olarak kullanmaya çalışıyor. Yine de bu, korkusuzca YeÅŸil Bölge’ye yürüyen Irak halkı için anlamsız bir çaba. Ve bu eylemlerde yükseltilen taleplerin temelinde 2003 iÅŸgali kurulan siyasal rejimin kökten deÄŸiÅŸmesi var. Yani Irak halkını medya makyajı ile ikna etmelerinin imkanı yok.
4 Aralık, BaÄŸdat’taki eylemden görüntüler:
Hem ABD’nin hem de İran’ın müttefiki olan BaÄŸdat’ta halk için iÅŸler çok kolay görünmüyor. BaÅŸkentin tam ortasında konuÅŸlanmış binlerce iÅŸgalci ABD askeri bir yanda, İran destekli Åžii milis güçler diÄŸer yanda. Irak halkı, iki büyük düşmanının çapraz ateÅŸi altında kahramanca dövüşmeye devam ediyor.
Birkaç sene öncesine kadar iÅŸgalciler, selefi katiller ve katliamlar dışında Irak’ın adı gündemimize gelmezken halk ÅŸu an tarih yazıyor. İşgalciler, iÅŸbirlikçiler, mezhepçiler, kapitalistler acımadan insanları katlediyor! Irak halkının direngenliÄŸi ise bize, tarihi deÄŸiÅŸtirmek için kitlelerin kendi gücüne dayanmaktan baÅŸka bir yol olmadığını tekrar tekrar gösteriyor. Öte yandan, kahramanca dövüşen bu kuÅŸağın yeni bir gelecek kurup kuramayacağını ise bu sert koÅŸullar altında mücadeleyi baÅŸarıya ulaÅŸtıracak bir örgütün varlığı belirleyecek. Petrol belası ve emperyalist ateÅŸ altındaki Irak halkının, emperyalizmi bölge çapında yenilgiye uÄŸratacak devrimci mücadeleden baÅŸka bir kurtuluÅŸu bulunmuyor.














