Yeni yılın ilk günü gelen zamlar, krizin yoksul emekçiler üzerinde yarattığı yangının kolay kolay söndürülemeyeceğini gösteriyor. Elektrik, doğalgaz ve akaryakıta yapılan zamlarla iktidar 2022’ye merhaba dedi.
- Elektrikte yapılan zamlarla birlikte aylık 150 kilovatsaate kadar olan tüketim miktarları için nihai fiyat 1,37 TL/kWh, aylık tüketimlerin 150 kilovatsaat üstündeki kısmı için ise 2,06 TL/ kWh olarak uygulanacak. Bu artışlar fiyatların % 50 ile % 127 arasında zamlanması anlamına geliyor.Â
- Öte yandan konutlarda kullanılan doğal gazın satış fiyatına % 25, elektrik üretimi için kullanılan doğal gazın satış fiyatına % 15, elektrik üretimi haricinde kullanılan doğal gazın satış fiyatına % 50 oranında zam yapıldı.
- Akaryakıt fiyatları da yeni yılla birlikte zam yaÄŸmurundan nasibini aldı. 1 Ocak itibariyle motorinin litre fiyatına 1,29 TL, benzin litre fiyatına 0,61 TL ve LPG litre fiyatına 0,78 TL zam gerçekleÅŸtirildi. Zamların ardından İstanbul’da benzinin litresi 12,92 liraya, motorin litre fiyatı 12,74 liraya, LPG’nin litre fiyatı da 8,76 liraya yükseldi.
Emekçilerin belini bükecek bu zamlar, iktidarın daha on gün öncesine kadar ekonomiyi toparlıyoruz, kuru aÅŸağı çekiyoruz masallarının hemen arkasından gelmesi açısından önemli. Zira iktidar Merkez Bankası ve kamu bankaları aracılığıyla döviz satışı gerçekleÅŸtirerek kurları baskılamaya çalışırken, bunun geçici bir bahar havası olacağı kendisini açıkça gösteriyordu. Ancak iktidar aradan geçen zaman diliminde döviz kurlarındaki düşüşü(!) bir propaganda malzemesine dönüştürme imkanını elde etmiÅŸ ve sınırlı da olsa kendi tabanında ekonomiyi toparlayabileceÄŸine dair bir iyimserlik yaratmayı baÅŸarmıştı. Bunun yarattığı özgüvenle özellikle zincir marketlere fiyatlara indirmeleri yönünde aba altından sopa gösterilirken, marketlerden çeÅŸitli ürünlerde indirim yapılacağına dair açıklamalar gelmiÅŸti.Â
Ancak, döviz kurunun yatay seyretmesi ihtimali gerçekleÅŸse bile, enerji fiyatlarındaki bu artışların raflarda temel gıda maddelerine yönelik zamları yeniden gündeme getirmesi kaçınılmaz olacaktır. Bu durum, özellikle yoksul emekçilerin asgari ücrete yapılan zamma raÄŸmen yeniden hayat pahalılığı ve enflasyon sarmalına girmesi ve geçim zorluÄŸunun temel gündem maddesi olarak varlığını korumasını beraberinde getirecektir.Â
İktidarın zamları 1 Ocak itibariyle devreye sokması, Aralık ayı enflasyonunun düşük tutulmasına neden olacağı için maaş zamları için 3 Ocak’ta Aralık ayı enflasyonunu bekleyen memur ve memur emeklilerinin de beklenenden düşük bir artış elde etmesine yol açacak. İktidar bu yolla milyonlarca emekçiye de ekstra bir kazık atmış oldu.
İktidar bu zamların sınıfsal öfkeyi artıracağının farkında. Sabah saatlerinden itibaren aktrollerden kimisi zamların Erdoğan’a karşı yapılmış bir oyun olduğundan dem vururken, kimisi zaten halihazırda krizin bütün yükünü sırtlanan emekçilere yine tevekkül etmeyi hatırlatmaktan geri durmadı.
Ortada açık bir savaş var. İktidar krizi adeta emekçilerin emeğinin hakkının bahse konu olduğu bir sınıf savaşı yürütüyor. Emekçilerin cebinden çalınanlar özelleştirmelerle bugüne dek büyük vurgunlar yapan elektrik dağıtım şirketlerine, büyük patronların ceplerine akıtılırken; kaybeden milyonlar oluyor. Bu saldırıya dur demenin kestirme bir yolu yok. Tek seçenek onların bize başlattığı saldırılara karşı bir sınıf mücadelesiyle yanıt vermektir. Bunun tek geçer yol olduğunu biz yakın geçmişte Sarı Yelekliler örneğinden biliyoruz. Kasım 2018’de Macron’un getirdiği akaryakıt zamları emekçilerin tepkisiyle karşılaşmış, bütün ülkeyi ve hatta diğer Avrupa başkentlerini de saran eylem dalgası sonrasında zamlar geri çekilmişti. AKP’nin yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapan politikalarına karşı emekçilerin de söyleyecek bir sözünün olduğunu göstermenin tam vaktidir.














