19 Aralık 2000’de devletin gece vakti devrimci tutsaklara yönelik gerçekleÅŸtirdiÄŸi katliamda 30 devrimcinin katledilmesinin 15. yılındayız. Onların tek “suçu” iÅŸkencenin kol gezdiÄŸi, tecritin uygulandığı F Tiplerine karşı direnmekti.
Ölüm orucunun tam 2. ayında, 18 Aralık’ı 19 Aralık’a baÄŸlayan gece, devlet cezaevlerindeki devrimcilere yönelik büyük bir operasyon baÅŸlattı. Operasyonla birlikte, direniÅŸ de baÅŸladı. Sonra açıklanan raporlarda, “öldürücü oranda” gaz kullanıldığı ifade edilecekti. Dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün, içeriden ateÅŸ açıldığı için askerlerin silaha sarıldıkları yalanı da, aynı raporda yalanlanacaktı.
Aslında devlet, operasyonu kendince “meÅŸrulaÅŸtırmak” adına, operasyondan sonra olduÄŸu gibi, önce de türlü yalanlara baÅŸvurmuÅŸtu. ÖrneÄŸin “cezaevindeki tutukluların örgütlerin zorlamasıyla ölüm orucuna girdikleri” yalanı bunlardan sadece biriydi. Operasyonun adı da bu yalan üzerinden kurgulanmıştı. Devrimciler, örgütlerin zorlamasıyla ölüm orucuna girdikleri için onları hayata döndürmek adına yapılmıştı bu operasyon(!) Bu yüzden operasyonun adına “hayata dönüş operasyonu” dediler. Gece vakti cezaevlerini kuÅŸatan askerler, koÄŸuÅŸlarda bulunan devrimcilere kurÅŸun yaÄŸdırdı. Devletin “hayata döndürmekten” kastı tam olarak buydu! 4 gün süren operasyonun ardından dönemin “solcu”, “halkçı” baÅŸbakanı Bülent Ecevit operasyonun ardından askerleri kutlayacak, devletin yayın organları (baÅŸta TRT olmak üzere) tutsakların kendi kendilerini yaktığı yalanını yayacaktı.Â
Katliam operasyonu süresince 30 devrimci katledildi, yüzlercesi yaralandı. BirçoÄŸu yanarak ya da kullanılan kimyasal gazlar sonucu can çekiÅŸerek öldü. Devlet öldüremediÄŸi devrimcileri ise F Tiplerine gönderdi. F Tiplerindeki tecrit ve iÅŸkence koÅŸulları altında “yaÅŸamaya” zorladı. Amaç, cezaevindeki direniÅŸleri örgütleyen sol örgütlerin belini tam anlamıyla kırmaktı!
Operasyonun ardından göstermelik yargılamalar yapıldı. 2010 ve 2015’te devam eden “yargılama” süreçlerinden bir sonuç çıkmadı.
Katliamlar Sürüyor!
19 Aralık’ın üzerinden 15 yıl geçti ancak burjuva devlet aygıtının direniÅŸe karşı yanıtı bugün de “katliam” oluyor! 19 Aralık, MaraÅŸ, Sivas, Çorum katliamlarının devamı bugün farklı yerlerde, farklı isimlerle yaÅŸanıyor. Gezi sürecinde direnenler devlet tarafından ya polis kurÅŸunuyla, ya gaz fiÅŸeÄŸiyle ya da dövülerek katledildi. 19 Aralık’ta askerleri kutlayan Ecevit’in yaptığı gibi ErdoÄŸan da çıkıp “Emri ben verdim” diyerek polisleri kutladı. Suruç’ta, Ankara’da devletin tırlar dolusu mühimmat gönderdiÄŸi selefi çeteler katliam yaptı, tırlardaki mühimmatların haberini yapan gazeteciler tutuklandı. Bugün Kürt illerinde tanklarla, toplarla katliam yapan devletin silahlı unsurları, yüzlerini kapatıp duvarlara tehdit içeren yazılar yazıyor, muktedirler onları alkışlıyor! Çorum’dan Sivas’a, 19 Aralık’tan Gezi’ye, Suruç’tan Ankara’ya devletin katliamcı geleneÄŸi sürüyor. Katiller ise aramızda dolaÅŸmaya devam ediyor.












