AKP iktidarının çok canını sıkan MÄ°T tırları davasının dünkü duruÅŸmasında CHP milletvekili Enis BerberoÄŸlu tutuklandı ve 25 yıl hapse mahkum edildi. BerberoÄŸlu, AKP’nin kirli iÅŸlerini deÅŸifre eden Can Dündar ve Erdem Gül ile yaragılanıyordu. Fakat bu tutuklama, MÄ°T tırları davasının ötesinde anlamlar içermekte.
AKP, bu tutuklama ile,CHP gibi ülkenin ikinci büyük partisine hiç çekinmeden saldıracağı yeni bir dönemin sinyalini veriyor. Sayısız AKP fezlekesi mecliste reddedilirken CHP ve HDP vekillerinin etkisizleştirilmesi ve tek adam rejiminin inşasına bir tuğla daha konulması hedefleliyor.
Daha geçen hafta FETÖ soruÅŸturmasından “yırtan” damatlar salıverilirken bugün milletvekili ‘kaçma şüphesi’ ile cezaevine konuluyorsa bunun anlamı, AKP’nin siyasi baskı için saldırı fırsatlarını kollamasıdır.
Öte yandan AKP’nin HDP’li vekillerin yargılanması ve hapsedilmesinin önünü açmak için meclise getirdiÄŸi dokunulmazlıkların kaldırılması önerisi CHP’nin desteÄŸi ile kabul edilmiÅŸti. CHP’nin yıllardır AKP’nin ılımlı muhalefeti olma pozisyonu bugün BerberoÄŸlu’nun tutuklanmasına kadar varmıştır. HDP eÅŸ baÅŸkanlarının da aralarında bulunduÄŸu13 HDP’li milletvekil tutuklanmış, belediyelere kayyum atanmıştır. HDP’li vekillerin tutuklanmasına destek veren ve tutuklamalara seyirci kalan CHP dikta rejimine ihtiyacı olan her an koltuk deÄŸneÄŸi olmuÅŸtur. Ve bugün bu hatalar ülkeye büyük bedeller ödetmektedir.
Kimse sessiz kalarak bu baskı dalgasından azade kalacağını sanmasın. OHAL’in geniÅŸ yetkilerine ve KHK terörüne dayanarak ülke yönetmeye çalışan AKP’nin artık ülkeyi olaÄŸan yöntemlerle yönetmesine imkan yoktur. Hiç kimse AKP’nin sıradan bir süreçle bu ülkede baskı ve adaletsizliÄŸin son bulacağını düşünmemelidir. Bunu ancak biz baÅŸarabiliriz. Halkın öfkesi gerçekleÅŸtirebilir.
Ãœlkede “milli irade” lafını dilinden düşürmeyen tek adam rejiminin kendinden gayrı her kesimi demir parmaklıklarla tehdit ettiÄŸi bugünlerde umutsuzluk perdesini yıkmayı baÅŸaracak bir muhalefet gereklidir. Bu anlamıyla “Adalet Yürüyüşü”, kitleleri mücadele alanına çekmek ve dikta karşıtı öfkenin akacağı bir kanal yaratması açsından önemlidir. Ne var ki yeterli deÄŸildir. Bu enerji, ancak birleÅŸik bir mücadele platformu kanalının oluÅŸturulmasıyla somut bir güce dönüştürülebilir..
SEP, tüm tutsak milletvekillerinin, gazeteci, yazar ve aktivistin; Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın serbest bırakılması talebinin daha da yüksek sesle ve somut mücadele pratikleri ile yükseltimesine çağırıyor. Bu utanmazlık iktidarının karşısına öfke ile çıkabilecek milyonlarlar var!
Tüm tutsak milletvekillerine özgürlük!
