Home / Karışık / İncelmiş Bir Ulusalcılıkla İşçilerin Yozlaştırılması-Lenin

İncelmiş Bir Ulusalcılıkla İşçilerin Yozlaştırılması-Lenin

 

6107

İşçi sınıfı hareketi güçlendikçe, burjuvazinin ve feodallerin, o hareketi bastırma ya da parçalama çabaları daha da çılgınlaşıyor. Her iki yöntem kuvvete başvurarak bastırma ve burjuva etkisiyle parçalama tüm dünyada, bütün ülkelerde sürekli olarak uygulanmaktadır; egemen sınıfların çeşitli partileri, bu yöntemlerden zaman zaman birini, zaman zaman ötekini işletiyorlar.

Rusya’da özellikle 1905’ten sonra, burjuvazinin daha akıllı mensupları, salt kaba kuvvetin etkili olmadığını anladıkları zaman, her boyadan “ilerici” burjuva partileriyle grupları, işçi sınıfının savaşımını zayıflatmak için düşünülmüş, farklı burjuva görüş ve öğretilerini savunarak, işçileri bölme yöntemine daha çok baÅŸvurmaya baÅŸlamışlardır. Bu görüşlerden biri incelmiÅŸ ulusalcılıktır. Bu ulusalcılık en makul gibi görünen sahte mazeretlerle, örneÄŸin “ulusal kültür “ün, “ulusal özerklik ya da bağımsızlığın “gereklerini koruma bahanesiyle proletaryayı bölüp parçalamayı savunur. Sınıf bilinci taşıyan işçiler, hem kaba, vahÅŸi, kara-yüzler ulusalcılığıyla, hem de işçi davasını, işçi örgütlerini ve işçi sınıfı hareketini ulusal-topluluklara göre bölmenin yanı sıra ulusların eÅŸit olduÄŸu vaazını veren bu incelmiÅŸ ulusalcılıkla, ulusalcılığın her türüyle en sert biçimde savaşırlar. Her tür ulusalcı burjuvazinin tersine, sınıf bilinci taşıyan, işçiler, Marksistlerin son(yaz 1913) kararları doÄŸrultusunda davranarak, yalnızca ulusların ve dillerin, A’dan Z’ye, tam gerçekleÅŸtirilmiÅŸ eÅŸitliÄŸinden yana olmakla kalmamışlar, onun yanı sıra deÄŸiÅŸik ulusal-topluluklar işçilerinin birleÅŸmiÅŸ her türlü proletarya örgütü içinde kaynaÅŸmasını da savunmuÅŸlardır. Marksizm’in ulusal programıyla, en” ileri” türden burjuva ulusal programı arasındaki temel fark buradadır.

Ulusların ve dillerin eÅŸitliÄŸinin kabulü, Marksistler için önem taşıyor. Ama bu, yalnızca, en tutarlı demokratlar Marksistler olduÄŸu için deÄŸil. İşçilerin sınıf savaşımında, proletarya dayanışmasının ve yoldaşça birliÄŸin istemleri de, ulusalcı güvensizliÄŸin bütün izlerini, yabancılaÅŸmayı, kuÅŸku ve düşmanlığı ortadan kaldırmak üzere, ulusal-toplulukların tam eÅŸitliÄŸini gerektiriyor. Tam eÅŸitlik, herhangi bir dil için her türlü ayrıcalığın reddini ve bütün ulusal-toplulukların kendi kaderlerini tayin hakkını da içeriyor. Ne var ki, ulusların eÅŸitliÄŸi istemi, burjuvazi için pratikte ulusal özgünlüğü ve ÅŸovenizmi savunmaya varır; genellikle de buna, ulusların bölünmesi ve birbirlerine yabancılaÅŸmasının savunulması eÅŸlik eder. Bu ise, yalnızca ulusal-topluluklar arasında daha yakın iliÅŸkileri deÄŸil, ama onun yanı sıra, belli bir devlet içindeki bütün ulusal- topluluklar işçilerinin birleÅŸmiÅŸ proletarya örgütlerinde bir araya gelmesini savunan proleter enternasyonalizmiyle kesinlikle baÄŸdaÅŸmaz. “Kültürde ulusal özerklik” denen ÅŸeyi, yani eÄŸitim iÅŸlerinin devletin elinden alınması ve ayrı ayrı ulusal-topluluklara verilmesi düşüncesini Marksistler iÅŸte bu nedenle sert bir biçimde kınarlar. Bu planın anlamı ÅŸudur: “Ulusal kültür” konularında, eÄŸitim iÅŸleri, belli bir devlet federasyonu içinde kendi ayrı diyeti, eÄŸitim bütçesi, okul yönetim kurulları ve eÄŸitim kurumları bulunan ulusal- topluluklara göre, ulusal birliklere bölünecektir. Bu, işçi sınıfını yozlaÅŸtıran ve bölen bir incelmiÅŸ ulusalcılık planıdır. (Bundculara, tasfiyecilere ve Narodniklere, yani çeÅŸitli küçük-burjuva gruplara ait olan) bu planın karşısına, Marksistler, ulusların ve dillerin tam eÅŸitliÄŸi ilkesini koyarlar ve resmi bir dile gerek olduÄŸunu redde kadar giderler; ama aynı zamanda uluslar arasında olabildiÄŸi kadar yakın iliÅŸkileri, bütün uluslar için bir örnek devlet kurumlarını, bir örnek okul yönetimlerini, bir örnek eÄŸitim siyasetini (laik eÄŸitim), ve her ulusal burjuvazinin ulusalcılığına, ahmakları kandırmak için “ulusal kültür” sloganı altında sunulan ulusalcılığa karşı savaşımda çeÅŸitli uluslar işçilerinin birliÄŸini savunurlar.

Bırakalım küçük-burjuva ulusalcılar -Bundcular, tasfiyeciler, Narodnikler ve Dzvin’in yazarları incelmiÅŸ burjuva ulusalcılığı ilkelerini savunsunlar; bu onların hakkıdır. Ama Bayan V. O.’nun[74] Severnaya Raboçaya Gazeta’nın 35. sayısında Za Pravdu’nun okullarda derslerin yerli dille okutulmasına karşı çıktığına iliÅŸkin, okurlarına güvence üstüne güvence vererek yaptığı gibi işçileri aptal yerine koymaya kalkışmasınlar. Bu büyük bir iftiradır. Pravdacılar yalnızca bu hakkı tanımakla kalmazlar; bu hakkı tanımakta herkesten daha tutarlıdırlar.

Rusya’da, yerel dilin kullanılması hakkını tam olarak ilk tanıyanlar, kendilerini zorunlu resmi bir dile gerek olmadığını ilan eden Marksistlerin konferansıyla özdeÅŸleÅŸtiren Pravdacılar olmuÅŸtur. “EÄŸitim iÅŸlerini tek bir devletin içinde uluslara göre bölmeyi”, “kültürde ulusal özerkliÄŸi”, “eÄŸitim iÅŸlerini devletin elinden almayı “derslerin yerli dilde okutulmasıyla karıştırmak dangalakça bir bilgisizliktir. Dünyanın hiçbir yerinde Marksistler (hatta ve hatta demokratlar)derslerin yerel dilde okutulmasına karşı çıkmış deÄŸillerdir. Dünyanın hiç bir yerinde Marksistler, “kültürde ulusal özerklik” programını benimsememiÅŸlerdir. Bu programın önerildiÄŸi tek ülke Avusturya’dır. Bayan V. O.’nun Finlandiya’yı örnek, vermesi, aslında onun kanıtını çürütür. Çünkü o ülkede (bizim duraksamaksızın ve herkesten daha tutarlı biçimde kabul ettiÄŸimiz) ulusal-toplulukların ve dillerin eÅŸitliÄŸi tanınmış ve gerçekleÅŸtirilmiÅŸtir. Ama orada, eÄŸitim iÅŸlerini devletin elinden çekip almak, eÄŸitim iÅŸleriyle uÄŸraÅŸmak üzere ayrı ulusal kuruluÅŸlar yaratmak, devletin okul sistemini ulusal engellerle bölmek falan söz konusu deÄŸildir.

Put Provdi, n° 82, 10 Mayıs 1914,

Collected Works, vol. 20, s. 289-291

[Türkçesi: Lenin: Ulusal Sorun ve Ulusal Kurtuluş Savaşları, Sol Yayınları, Ekim 1993,

İkinci Baskı, s: 159-162]

 

Etiketlendi: