
2017’nin En Önemli Olayı: 2017’nin kaderi boydan boya 15 Temmuz’da çizilmiÅŸti ve “yedek lastik” Bahçeli’nin RTE’ye verdiÄŸi destekle mutlak tek adam rejiminin oylandığı 16 Nisan Referandumu’na gidildi. BaÅŸtan aÅŸağı RTE’nin istek ve ihtiyaçları temelinde yeniden dizayn edilen burjuva devlet, süper yetkiler, elde sopa, ÅŸan, şöhret, para… 2017 RTE için güzel bir yıl oldu açık ki… DoÄŸrusu RTE, 16 Nisan Referandumu’na giderek risk almıştı, ne de olsa her renkten bütün muhalifler tek bir HAYIR’da birleÅŸiyordu. RTE’nin de güvendiÄŸi ÅŸeyler vardı şüphesiz: Tek yanlı medya bombardımanı, sınırsız devlet kaynakları, OHAL sopası ve hile… Mühürsüz oy pusulaları, taÅŸrada %100 katılımla firesiz EVET çıkan yüzlerce oy sandığı…Tarihe sopalı ve hileli referandum olarak geçecek olan 16 Nisan’la, tutuklu gazeteciler ve milletvekilleriyle, ihraç edilen muhalif akademisyenler, bitmeyen OHAL ve KHK terörüyle Türkiye’de sermaye dostu, emekçi düşmanı, Türk-İslamcı tek adam rejimi iyiden iyiye kurumsallaÅŸtı.Â
2017’nin Umut Vereni, yine 16 Nisan Referandumu oldu. Onca baskıya ve hileye karşın HAYIR cephesinin %49’u bulması AKP karşıtlarına moral verdi. RTE istediÄŸini almasına aldı ama üç büyük kenti, gençleri ve eÄŸitimli grupları kaybetmek haÅŸmetmeapları için ürkütücüydü. Sonuç olarak RTE ipleri sıkılamaya çalıştı; kutuplaÅŸtırma, muhalefeti bastırmak, dış politikada iç boÅŸ nara atıp içeride hava atma vb’lerinden oluÅŸan eski taktiklere kellesi alınan belediye baÅŸkanlarını ve “Atatürk’ü kimseye kaptırmayız” gibi oryantal dönüşleri ekledi. Yine de tedirgin.Â
2017’nin Acı Ama GerçeÄŸi, 16 Nisan Referandumunun 2019 için bir gösterge olamayacağı idi. Tamam, AKP karşıtı net bir %50’lik blok var, ama bu bloÄŸun RTE karşısında tek bir aday etrafında birleÅŸmesi neredeyse imkansız. Çözümün sandıktan deÄŸil, örgütlü mücadeleyi ve emek eksenli muhalefeti güçlendirmekten geçtiÄŸi açık. İnatçı bir direniÅŸ ve mücadele olmadan rahatça sandık yoluyla RTE diktasından kurtulmak mümkün deÄŸil. DiÄŸer taraftan sosyalistler 2019’u pas geçmemeli, cumhurbaÅŸkanlığı seçiminin ilk turunda engelleri aşıp bir ortak adayı aralarından çıkarabilmelidir.
2017’nin Bir Kez Daha Hatırlattığı: Toplumlar tarihi süreçlerden ve sınavlardan geçerler. ÖrneÄŸin Türkiye solu 12 Eylül’de darmadağın olduÄŸu için RTE’lerin önü açılmıştır. Oysa Yunanistan solu ise Albaylar Cuntası’na direnmiÅŸ ve yıkılışını saÄŸlamıştır. Dolayısıyla bugün Yunanistan’da ÖDP ve HDP’nin izdüşümü Syriza’nın lideri Tsipras baÅŸbakan iken ve devrimciler tarafından topa tutuluyorken Türkiye’de bizler RTE’ye direnmek durumundayız. Bu yüzden de içerisinden geçtiÄŸimiz dönem Türkiye’nin geleceÄŸi için belirleyici olacak. Kestirme bir çözüm beklemeden cesaret ve aklı, azim ve dayanışmayı örgütlü sosyalist mücadelede birleÅŸtirmek zorundayız. Bunu yaptığımız ölçüde gelecek bizimdir. Unutmayalım Türkiye’de solun tarihi sadece 12 Eylül fiyaskolarından oluÅŸmuyor. Mustafa Suphilerden Denizlere, Terzi Fikrilerden Ethem Sarısülüklere kuÅŸaklar boyu nice devrimci yetiÅŸtiren bu topraÄŸa güvenmek için fazlasıyla nedenimiz var. Yeter ki hakkını verelim. Â
2017’nin Eylemi, ihraçlara karşı açlık grevi eylemi yapan Nuriye ve Semih hocaların direniÅŸi oldu. İlk etapta giderek büyüyen eylemler, AKP polisinin sert müdahaleleri ve tutuklamalarla izole oldu. İki yiÄŸit insanın bedenlerini ölüme yatırmaları ile ihraç edilen binlerce KESK’li arasındaki mesafe giderek açıldı. Türkiye solu, ihraçlara karşı kahramanlık ile pasiflik arasında bir alternatif üretemedi. OHAL ve ihraçlar karşısından meseleyi sınıf kavgası olarak kavrayan mücadeleci bir çizgi ortaya koyamadı. KESK liderliÄŸi, dayanışma örgütlemenin ötesine geçmemekte ısrarcıydı. Küçülen bürokratik kabuÄŸu elde tutmayı baÅŸ mesele olan gören bu anlayış, daha sonraki geri adımların yolunu döşedi.
 2017’de Emekçiler, hayat pahalılığı, iÅŸsizlik ve örgütsüzlük arasında reel olarak yoksullaÅŸtırlar. OHAL bahanesiyle grevler yasaklandı. RTE, patronlara açık açık “OHAL sayesinde grevleri engelliyoruz” diyerek meÅŸrebini bir kez daha ortaya koydu. DiÄŸer taraftan Zonguldak madencileri ve ÅžiÅŸecam işçileri, zaferle biten mücadeleleriyle emekçilerin çıkışsız olmadığını gösterdi. AKP, artan hayat pahalılığı ve iÅŸsizlik yüzünden örgütsüz emekçi yığınlarından gelen desteÄŸi kaybetmek tehlikesi ile karşı karşıya olduÄŸu için sıkışmış durumda. TaÅŸerona kadro aldatmacası da bu nedenle gündeme geldi. Kısacası AKP’nin saldırmakta en çok zorlanacağı grup emekçiler olacağından 2018 işçi eylemleri için elveriÅŸli bir yıl olacaktır.Â
2017’nin Åžaşırtmayanı CHP oldu. İngiltere, ABD, Fransa gibi ülkelerde CHP tandanslı partiler, açmaza girdikleri oranda içlerinden emek merkezli, radikal bir ton tutturan, sol reformist liderlikler üreterek ülkedeki siyasi yaÅŸama yeniden ortak olurlarken CHP onca sıkışmışlığa raÄŸmen ABD-AB-TÜSİAD odaklı, silik patron siyasetini temel almaya devam etti. CHP içerisinde bir sol kanat dahi beliremedi. Sol unsur olarak görünenler de eskimiÅŸ laik cephecilikten öte bir ÅŸey ortaya koyamadı. Yine de hakkını yemeyelim, CHP bıçak kemiÄŸe dayandığında Adalet Yürüyüşü’ne imza attı, ama onun içeriÄŸi de içi boÅŸ “hak, hukuk, adalet” söylemine sıkıştırılınca haliyle eylemin devamı gelmedi. İnsanları uyutan, tüm inisiyatifi RTE’ye teslim eden merkez siyasetten bir halt olmayacağı 2017’de bir kez daha görüldü.Â
2017’nin Yükseleni, 1990’ların karanlıklar kraliçesi Meral AkÅŸener oldu. Çoklarına göre RTE’nin karşısındaki gerçek rakip. Etrafında yaratılan rüzgarla yelkenlerini ÅŸiÅŸirirse partisini ikinciliÄŸe bile taşıyabilir. İşi biten MHP’yi bir kenera bırakırsak İYİ Parti asıl büyük darbeyi CHP’ye vuracaktır. CHP’deki ulusalcı oylar, “AKP’den kurtulalım da nasıl kurtulursak kurtulalım refleksi” ile birleÅŸirse olacak olan da budur. AkÅŸener’in AKP’den çalacağı oylar ise minimal kalacaktır. RTE’nin AkÅŸener’i yasaklamak yerine göğüslemeyi tercih etmesi, bu durumla alakalıdır. AkÅŸener gibi faÅŸist bozması bir tipin çokları için alternatif haline gelmesi, sosyalistlerin kendisini ortaya koyamaması ve CHP’nin çuvallamasından ötürüdür.Â
2017’nin Sallantılısı, AKP’nin yönettiÄŸi Türkiye ekonomisi oldu. Artık pek de kimsenin itibar etmediÄŸi TÜİK’in rakamlarına göre bile enflasyon %13’lere ulaÅŸmış durumda. İşsizlik, o da çift hanelerde ve gerçek oran çok daha büyük. AKP’ye moral olan ÅŸiÅŸirilmiÅŸ büyüme ise kredi garanti fonu (KGF), devletin arttırılan harcamaları, vergi indirimleri vb sayesinde büyüyen hormonlu tüketim harcamalarından ibaret. Bu gibi opsiyonları tüketen AKP’nin elinde öyle çok fazla araç da kalmadı. 2018’de dövizin yeniden sıçrama yapması, enflasyonun daha da yükselmesi, faizlerin yükseltilmesi, piyasanın iyice durgunlaÅŸması, konut-inÅŸaat balonunun sönmeye yüz tutması, iflasların çoÄŸalması 2018’in olası geliÅŸmelerinden.
2017’nin Gerçek Umudu: 1.Kongresi’ni yapan Sosyalist Emekçiler Partisi olmuÅŸtur. Bu genç parti, Türkiye devrimci geleneÄŸinin en parlak yanlarını devrimci Marksizmin aydınlatan çizgisiyle birleÅŸtirmeye çalışmaktadır. Åžunu biliyoruz: ancak ilmek ilmek mücadeleyi örer, yeni kadrolar örgütler ve emek siyasetiyle yükselirsek bu ülkede sosyalistler olarak bir yerimiz olacaktır. SEP bu görevi yerine getirmek için ne gerekiyorsa yapmaya kararlıdır.














