Sosyalizm Kazanacak!
/ Derya Koca / İran’da Tek Yol Şuralar İktidarı! – Derya Koca

İran’da Tek Yol Şuralar İktidarı! – Derya Koca

on 26 Ekim 2022 - 18:53 Kategori: Derya Koca, Devrimci Perspektif

Ahlak polisi tarafından katledilmesinden sonra Mahsa Amini ismi İranlı kadınların, gençliğin ve emekçilerin rejime karşı biriken öfkenin patlamalı şekilde açığa çıktığı isyan dalgasının simgesi haline geldi. Cinayet, baştan aşağı çürümüş kanlı Molla rejiminin bir tezahürüydü. Ancak, daha önce pek çok kez halkın isyanını kanla bastıran rejim, İran halkının biriken öfke ve tiksintisinin sokaktaki gücüyle bu kez baş edemiyor.

Kadınların tepkilerinin ardından akın akın tüm kentler; Fars, Kürt, Azeri… tüm etnik kimlikler rejime karşı ortak kavgaya girdi. Genç kadınlar, kız çocukları rejime meydan okuyor; okullarda boykotlar ve eylemler durmuyor. Üniversiteler ağır baskıları göze alarak eylemlere cesurca dahil olurken işçi eylemleri de etkisini gösteriyor. Petrokimya, şeker, çelik, taşımacılık sektörlerinde ekonomik taleplerin yanı sıra “Diktatöre ölüm!” sloganlarıyla siyasi nitelikli grevler başladı ve devamı da geliyor. Öğretmenler ve belediye otobüs şoförleri grevlerini siyasi ve ekonomik talepler bütünü ile ilan etmişti. İslam Cumhuriyeti’nin “kutsal” sisteminin tarihinde ilk kez propaganda aygıtının vitrini dağıldı ve rejime yakınlığı ile bilinen ünlü isimler rejimle bağını kopardı.

İran’daki isyanın arkasında topyekûn sisteme yönelmiş bir öfke olduğunu ifade etmemiz gerekiyor. İran’ın yoksul kesimlerinin pahalılığa, rejimin çürümüşlüğüne isyanı 2019’da kanlı şekilde bastırılmıştı. 2022’de biriken öfke ve sistemin çözmeye yetenekli olmadığı sorunlar bu sefer de kadınların sembol olduğu bir yeni dalga ile isyanı ateşledi.

İran, Ortadoğu’nun bir aynası: çürüme, baskı, oligarkları besleyen zalim bir diktatörlük…  Kapitalist çıkarlarla ayakta duran bu yapı yoksulluk, ulusal sorun, eğitim, sağlık gibi en temel meselelerin çözümünün önünde bir engele dönüşmüş durumda.

Tüm bu sorunların toplumsal içeriği Molla rejiminin sadece baskıcı bir rejim olmasıyla değil sınıfsal karakteri ile de ilgili bir bakış açısı geliştirmeyi zorunlu kılıyor.  Petrol parasını rant ilişkileri ile dağıtıp halkı bastıran rejim, yalnızca kendi ülkesinde değil Afganistan’dan Yemen’e, Lübnan’dan Irak’a rant, rüşvet, savaş ilişkileri ile ayakta kalıyor. İstisnasız rejimin bütün elit mollaları zengin kapitalist oligarklara dönüşmüş durumda. Kendi çocukları yurtdışında, hatta ülke içinde dokunulmazlığı olan zengin bölgelerde laik yaşam tarzıyla gününü gün ederken; yoksul emekçileri otoriter şekilde yönetmenin adı olan şeriat, milyonlara kan kusturuyor. Yani ülkenin en temel insan hakları, özgürlük, başörtüsü gibi sorunlarını gündeme getirmek, bu asalak kapitalist sınıfın çıkarlarına topyekûn savaş açmadan mümkün değil. Rejimdeki bir gevşeme, artık çok zayıflamış rejimin dağılması anlamına geleceğinden her türlü cinayet, işkence ve acımasızlık sokaklarda kol geziyor.

Yeni Bir Dönem Açılıyor: Sosyalist Devrim Gerek!

Eylemlerin birinci ayı dolmak üzereyken İran devriminin geleceğini konuşmak oldukça kritik. Bu isyan dalgası bir ilke işaret ediyor: farklı etnik kimlikler ilk kez kader ortaklığı ile aynı anda sokağa çıkıyor; İslamcı rejimin tarihsel destekçi tabanı olan Bazaarın (çarşı esnafı) kepenk kapatma eylemlerine katılması sistemdeki çözülmenin derinliğini gösteriyor; inatçı genç kuşaklar canı pahasına sokaklarda eylemleri sürdürüyor; hareket bölgesel ve küresel düzeyde destek çekebiliyor; hepsinden de önemlisi, işçiler kritik endüstriyel sektörlerde birbiri ardına grevler ilan ediyor. İran ve bölge tarihinde sistemin eski koşullara dönme olanağı artık kalmamıştır. Cin şişeden çıkmıştır.

İran’da devrimci bir rüzgar esiyor ve bu heyecan ile aklımız fikrimiz İranlı kardeşlerimizle. Ancak bazı önemli tarihsel soruları şimdi yükseltmek zorundayız. Bir defa molla rejiminin nasıl yıkılacağı çok önemli. Sistem, kendi içinden bir alternatif sunamıyor. Kitlelerin yüzünü dönebileceği tek bir sistem içi unsur bile yok; çünkü sisteme dahil olan herkes halkın gözünde düşman safta yer alıyor. Kitlelerin devrimci enerjisi ise örgütsüz ve ideolojik bakımdan yönsüz. Bu durum, yeni eylemci genç kuşağı Batılı anlamda kapitalist-parlamenter bir özgürlük arayışıyla sınırlı bırakıyor. Seçimler olsun, yaşam tarzlarına saygı duyulsun, demokratik haklar tesis edilsin, özgürlük olsun, yoksulluk sona ersin, insanca yaşansın, yağma ve rüşvet son bulsun… Oysa yoksulluk içinde yaşayan emekçi halkların temel toplumsal sorunları özgür seçimlerle ya da liberal demokrasi çizgisinde çözülemez.

Ortadoğu’da sistemin ayakta kalma biçimi basitçe emekçi yığınların çıplak ve yoğun sömürüsü ile baskıcı bir yönetime bağlı. Sermaye birikimi zayıf, egemen sınıfın kitlelere sunabileceği tek şey geleceksizlik. Demokratik haklar, özgürlükler egemenleri ancak korkuturken; baskı dışında seçenek bulamıyorlar. Bu bölgede sistemin kendisi, otoriterlik ve sömürü ilişkisinin neden birlikte var olmak zorunda olduğunun kanıtıdır. Irak’ta da durum çok benzerdir. Emperyalist güçlerin bölgede desteklediği gerici güçler ve kapitalist sistemin gericiliği el birliği ile bölgeyi yiyip bitirmekte. Bahsedilen derin çelişkiler, tüm bölgede sonu gelmeyen halk ayaklanmalarının yakıtı oluyor; diktatörlüklere karşı öfke birikimi tekrar tekrar patlıyor. İsyanlardan sonra, kitlelerin önderliği ve açık bir devrimci programı olmadığı için kanlı karşı-devrim kazanıyor. Bu toplumların temel sorunları, ancak işçiler ve yoksul köylüler ekonomiyi ele alıp kendileri yönetirlerse çözülebilir. Baskılar ancak işçilerin iktidarı almasıyla birlikte kadınların, ezilen halkların eşitlik özlemlerinin yaşama geçirilmesiyle mümkün olacaktır. Bu sosyalist iktidar projesi tek ülkede devam etmeyecektir; devrimci rüzgarlar kaçınılmaz olarak tüm bölge ülkelerini etkileyecektir.

Yaşasın İşçi Şuraları!

İran halkının devriminin kapitalist temellere saldırması gerekiyor. Bunun için de İran işçilerinin kendi tarihsel deneyimleriyle açığa çıkan “şuralar”ın sistemi yıkma kapasitesi ve yeni bir sistem kurma becerisine yüzümüzü dönmemiz gerekiyor. İsyan hareketinde kendisini göstermeye başlayan işçilerin grevlerinin koordinasyonu ve rejime karşı organize olma becerisi tüm bu merkezlerin, birbirine şuralar ile bağlanmasına bağlı. Ki kısmi de olsa şu an şuralar işçi hareketinin içinde var. Ancak şuraların tüm iş yerlerine yayılması ve ülkede isyan hareketinin başına geçmesi gerekiyor. Üretimin durdurulması, sistemin damarlarının kesilmesi ve molla rejiminin çökmesi için böyle bir merkeze ihtiyaç var. Siyasi genel grevler birbiri ardına ilan edilirken yoksul halkı kendi liderliğinde birleştirecek olan şuralar rejimin kolluk güçlerinde çaresizlik ve dağılma etkisi yaratacaktır. Rejimin kolluk güçlerinin çözülmesini kaçınılmaz kılacak olan bu mücadele pratiği, hareketi Molla rejimini devirmekle sınırlı bırakmayacak;  milyonlarca emekçinin canları pahasına yürüttükleri mücadelenin yarım kalmasına engel olacaktır. İşçilerin bu şuralar yoluyla ülkenin tüm zenginliğine el koyarak hem yoksulluğa hem de rejime bir son vermesi İran’da sosyalist devrim yoluyla tüm gerici güçlerin tasfiyesi anlamına gelecektir. Şuralar hükümeti eliyle mollaları ve tüm diğer gerici güçleri besleyen kapitalist ilişkilerin tümünün ilgası sağlanmış olacaktır. İran işte o zaman işçilerin, kadınların, ezilen halkların ülkesi olacaktır.  İşçi şuralarının üretim ve mülkiyet üzerinde tam anlamıyla kontrol sağlaması ülkenin yönetimini eline alması anlamına gelmektedir. Bu şuralar hükümeti, İran’ın tüm eyaletlerinde ezilen halkların kendi demokratik özlemlerini gerçekleştirmenin de yolu olacaktır. İran’da sürekli devrim programının vücuda gelmiş hali budur.

İran’ın şuralar deneyimi 1970’lerden bu yana canlıdır. Haft Tapeh işçilerinin işçi konseyi deneyiminin, şu an dünyada daha ileri bir örneği bulunmamaktadır. İran’ın cesur devrimci işçileri, kadınları, gençleri bu büyük devrimci öfkenin toplumda devrimci bir atılımla taçlanması için gereken toplumsal yapıyı bizzat yine kendi içinden çıkaracak güce sahiptir. Bu yol, emperyalist tüm güçlerin de molla rejimi ile birlikte bölgeden süpürüleceği ve bölge çapında yeni bir özgürlük kapısının aralanacağı yoldur.

Yaşasın İran Şuralar Hükümeti!

Yaşasın Sosyalist Ortadoğu!

Kahrolsun Kapitalist Molla rejimi!

Tek Yol Sürekli Devrim!

Yorumlar Kapalı

Yorumlar Kapalı