Sosyalizm Kazanacak!
/ Polemik / Bu Çatışma Kimseye Kazandırmaz, Sola Güç Kaybettirir!

Bu Çatışma Kimseye Kazandırmaz, Sola Güç Kaybettirir!

on 12 Eylül 2014 - 22:12 Kategori: Polemik

Son birkaç gündür İstanbul’un Nurtepe, Sarıgazi, Gazi gibi mahallelerde Kürt ulusal hareketi ve Halk Cephesi arasında ciddi çatışmalar gerçekleşiyor. Türkiye devrimci hareketinin on yıllardır en temel hastalıklarından birisi olan sol içi sekterlik, benmerkezci politik algılayış halen solun büyük kesimini etkisi altında tutarken, Stalinizme has bu yönelimin terk edilmesi konusunda kapsamlı bir özeleştiri bugüne kadar verilememiştir. Solun altın çağını yaşadığı 70’li yıllardan bugüne sol içi çatışmaların Türkiye emekçi sınıflarına neler kaybettirdiği sınıf mücadelesinin tarihiyle azıcık ilgili olan herkesin kolaylıkla yanıtlayabileceği bir sorudur. Ancak bunun muhasebesi on yıllardır yapılmadığı gibi aynı yanlışlar sürekli tekrarlanmaktadır.

Bu çatışmaların taraflarından biri olan Halk Cephesi’nin, özellikle Nurtepe gibi güçlü olduğu alanlarda uygulamaya çalıştığı yasakçı anlayış bilinmektedir. Devrimci ve sol unsurlara siyaset yasağı koymak, bırakın devrimci unsurları, bütün insanların eşit, demokratik ve özgür bir şekilde yaşamasını isteyen hiç kimse için tutarlı bir davranış biçimi olmayacaktır. “Burası benim mahallem, burada başka bir siyasi güç çalışma yapamaz” mantığının burjuva devlet mekanizmasından bile geri olduğu ortadadır. Böyle bir mantıkla bırakın devrimciliği demokrat bile olunamaz.

Özellikle Kürt halkının bir temsilcisinin düzenin iki sağ-muhafazakar unsuruna karşı yarıştığı bir ortamda seçim çalışmasına saldırmak sadece Halk Cephesi’ne değil, bütün devrimci harekete zarar verecektir. Kürt ve Türk halkları arasında güven bağlarını zedelemenin, Kürt halkını devrimci unsurların etkisinden uzaklaştırmanın bundan daha kolay bir yöntemi herhalde bulunamazdı.

Bir diğer sorunlu durum ise “Alevilere saldırıldı.” iddiasıdır. Bu tarz iddialar, meseleye çok daha tehlikeli bir boyut kazandırmaktadır. Alevilere saldırı iddiası üzerinden bir algı yaratmaya çalışmak, ezilen halklar arasında onarılması güç bir hasar doğuracaktır.

Bugüne kadar egemenler ve onların devleti Nurtepe, Gazi, 1 Mayıs, Tuzluçayır, Sarıgazi, Gülsuyu gibi solun hegemon olduğu mahallelerde her türlüğü kirli saldırıyı gerçekleştirdiler. Uyuşturucu kullanımını yaygınlaştırmaktan, buralara çeteleri yerleştirmeye, ezilen halklara karşı katliamlar örgütlemeye kadar her türlü yol denendi. Daha geçtiğimiz yıl Hasan Ferit Gedik devlet destekli çeteler tarafından katledildi. Ancak her iki grubun karşı konulamaz sekterliği ve bunun doğurduğu şiddetli çatışmalar bu mahallelerde devletin her türlü provokasyonu gerçekleştirmesine oldukça müsait bir zemin yaratmaktadır. Böyle bir provokasyonun altından ne Kürt ulusal hareketi ne Halk Cephesi ne de bir başka sol unsur kalkabilir.

Her ne kadar kendisine siyaset yapma yasağı konmasına karşı direnmek bir hak olsa da Kürt ulusal hareketinin bu bağlamda sicili pek de temiz değildir. Kendi etkin olduğu alanlarda siyaset yapma hakkını farklı sol siyasi gruplara tanımamak Kürt ulusal hareketine çok yabancı değil maalesef. Dolayısıyla Kürt ulusal hareketi, Halk Cephesi ve genelleştirirsek Türkiye solunun geneli aynı hastalıktan muzdariptir. Çayan Mahallesi’ndeki son çatışma gibi yüzkızartıcı olaylar, bu hastalığın azmasına yol açmaktadır. Sol içi çatışmalar karşısında bir etik tutum geliştirilemediğinden bu sarmal devam etmekte; sorunlar, çatışmaların tırmandırılması, gücü güce yetenin diğerini sindrmesiyle çözümlenmektedir. Bu sarmal, başka bir siyasi kültürün filiz vermesine izin vermemekte; devrimci etik tavırlar, zorbalığın hükmünü sürdürdüğü bir siyasal atmosferde yitip gitmektedir. Zorbalık prim yaptığı için de ortaya şiddet sarmalı çıkmaktadır.

Devrimci Marksistler olarak dileğimiz sol ve devrimci unsurların böylesi çatışmalar bir daha mahal vermemesidir. Bu tarz durumlarda nelerle karşılaşılabileceğini hatırlatmayı devrimci bir sorumluluk olarak görüyoruz.

0 YORUM YAP

Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir