Sosyalizm Kazanacak!
/ Derya Koca / Memik Oğlanlar Büyüyecek – Derya Koca

Memik Oğlanlar Büyüyecek – Derya Koca

on 28 Aralık 2016 - 16:22 Kategori: Derya Koca, Devrimci Perspektif, Gündem, Yazarlar

ondört yaşım diken ile kaplanmış
göz ucuma karıncalar toplanmış
kurşun gelmiş kaşlarımın üstüne
alın yazım okur gibi saplanmış
uyu memik oğlan uyu
öte geçelerde büyü
dağı dağa kavuşturan ben idim
suyu suya eriştiren can idim
yükledim mi gece vakti kaçağı
karanlıkta ışılayan gün idim
uyu memik oğlan uyu
öte geçelerde büyü

Roboski katliamının bir yıl dönümü daha geldi. Bir gece, devletin jetleri sınırda üç kuruş para için bölgenin tüm yetkililerinin bildiği kaçakçılığı yaparken 34 can katledildi. O zaman da televizyonlar şu an IŞİD tarafından yakılan askerilerin katledilmesinin peşi sıra yaşanan ölüm sessizliğine gömülmüşlerdi. Ölüm sessizliği ilk kez bu kadar kendi anlamının karşılığı haline geldi. Faili devlet olan her katliamın ardından bu sessizlik yaşanır. Sorsanız ortalık hamaset ve yetkili ağızların açıklamalarından geçilmez ancak gerçek, gün yüzüne asla çıkarılmaz. 

Roboski katliamı, 28 Aralık 2011 gecesi, jetlere ve bombalara alışkın bir coğrafyada yaşandı. Kürt halkının yaşadığı sayısız katliamlardan biriydi. 28’i aynı aileden 34 kişi bombardımanıyla öldürüldü. 19’u çocuktu. Adı teröriste, kaçakçıya çıkan çocuklar. 33 Kurşun olayında katledilenlerin katillerini dağa taşa vermiş bir devletin ülkesinde çocukluğunu yaşayamadan katledildi Memik Oğlanlar.  Yoksulluğun ve savaşın ortasına doğan çocuklar, boylarından büyük battaniyelere sarıldılar, traktör kasasında taşındılar..

Roboski, AKP döneminin en karanlık ve en kanlı katliamlarından birisiydi . Soruşturma süreçleri beklendiği gibi oldu: fail yoktu. Para ve vahşetin iktidarında ailelere Şubat 2012’de Başbakanlık tarafından 123’er bin liralık toplam 4 milyon 182 bin lira tutarındaki tazminat ailelere sus payı olarak teklif edildi. Ancak aileler parayı kabul etmemişti. AKP’nin dünyasında her şey para ve güçten geçtiği için ailelerin parayı neden reddettiği dahi anlaşılmamış olabilir. 

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, olayla ilgili soruşturma hakkında Haziran 2013’te görevsizlik kararı verdi ve dosyayı Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’na gönderdi.Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı 7 Ocak 2013 tarihli gerekçeli kararında, “gerek şüphelilerin gerekse olayda görev yapan diğer TSK personelinin, TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kanunun emrini icra kapsamında kendilerine verilen görev gereklerini yerine getirdikleri, görev gereklerini yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştükleri, dolayısıyla eylemleri hakkında kamu davası açılmasını gerektiren sebep bulunmadığının anlaşıldığı” denerek takipsizlik kararı verildi. Devlet geleneği bozulmadı, bir kez daha katiller korundu. O günden bu güne ise katliamın soruşturulmasına dair hiçbir ilerleme olmadı. “Çözüm süreci”nde 34 köylüyü havadan bombalayanların iktidarında savaş 2016’da savaş Kürt şehirlerini yaktı, yıktı. Binlerce kişi yaşamını yitirdi.

Şimdiyse AKP, Kürt hareketinin siyasi temsilcilerini ve üyeleri tek tek cezaevlerine göndermekle meşgul. Başkanlık rejimine giden yol kanla döşeniyor. Ancak AKP  her şeyin kendisi için iyi gideceği gibi bir yanılsamaya sahipse de bu coğrafyanın ölmek bilmez, bombalarla susmaz mücadele geleneği bu gidişata dur diyecektir.

Bugünlerde iktidarın modası geçmişte eline bulaşan ne kadar kan ve pislik varsa hepsini “FETÖ”ye yıkmak. Kendi iktidar geçmişini temizlemek. Ancak ne Roboski ne 10 Ekim ne  Soma’da  sayısız insanın canını alan iktidar bunları hafızadan silme gücüne sahip. Tek varsayımı ve “kurtuluşu” şu hesapta: hesap vermekten  kurtulan ve hikmetinden sual olunmaz bir diktatörün ülkesinde yaşamayı kabul etmiş umutsuz milyonlar yaratmak. Tüm başarısı buna bağlı. Acıyı yok edemezler. Gerçekleri silemezler. O halde korku imparatorluğu kurmak en basit yol gibi görünüyor. Ancak o hesap tutmaz!  Einstein iktidarın bu aptallığının güzel bir tanımını yapmış:  aynı şeyi defalarca yapıp farklı bir sonuç beklemek… AKP önce de sayısız kez aynı yöntem denendi. Faili meçhuller, katliamlar, cezaevleri… Onlar da sinmiş ve umudunu yitirmiş bir halk görmeyi beklediler. Olmadı.

Hayatın ağacı yeşil. Yaşamın böylesine bir dönemde bile örtülemeyen sayısız güzelliği, düzenin her türlü kirliliğine rağmen sınırsız bir ufukta yaşama özlemini, umudu ve yaşamla olan bağı sıkı sıkıya koruyor. Katliamlarınızı unutmayacağız. İnsanlığın acılarını iktidarınıza harç yaptırmayacağız. Memik Oğlanlar sıcakcık yataklarında uyuyacak, özgür büyüyecek. 

Yorumlar Kapalı

Yorumlar Kapalı